- Can, nasıl toprağa uçarsa amel defteri de sağa, sola öyle uçar.
- آنچنان که جان بپرد سوی طین ** نامه پرد تا یسار و تا یمین
- İyiliğe kötülüğe dair dün ne yaptıysa onların yazılı olduğu nekeslik ve cömertlik defterini, insanın avucuna koyarlar.
- در کفش بنهند نامهی بخل و جود ** فسق و تقوی آنچ دی خو کرده بود
- Seher çağı uykudan uyandı mı o hayır ve şer, ona gelip çatar.
- چون شود بیدار از خواب او سحر ** باز آید سوی او آن خیر و شر
- Riyazatı huy edinmişse uyandığı zaman yanına o gelir.
- گر ریاضت داده باشد خوی خویش ** وقت بیداری همان آید به پیش
- Dün, hamlık etmiş, kötülükte, azgınlıkta bulunmuşsa sol yanından verilen defteri, yas mektubuna döner. 1785
- ور بد او دی خام و زشت و در ضلال ** چون عزا نامه سیه یابد شمال
- Dün, temiz, kötülükten çekingen ve dindar olarak yaşamışsa uyanınca değerli inciyi elde eder.
- ور بد او دی پاک و با تقوی و دین ** وقت بیداری برد در ثمین
- Bizim uykumuz ve uyanmamız, ölümle mahşere iki tanıktır.
- هست ما را خواب و بیداری ما ** بر نشان مرگ و محشر دو گوا
- Küçük haşir büyük hasrı gösterir; küçük ölüm, büyük ölümü aydınlatır.
- حشر اصغر حشر اکبر را نمود ** مرگ اصغر مرگ اکبر را زدود
- Fakat bu defter, hayalidir, gizlidir. Büyük haşirde o defter meydana çıkar.
- لیک این نامه خیالست و نهان ** وآن شود در حشر اکبر بس عیان
- Bu hayal, burada gizlidir, eseri görünür. Fakat bu hayal, orada suretlere bürünür. 1790
- این خیال اینجا نهان پیدا اثر ** زین خیال آنجا برویاند صور