Mühendisin gönlünde kurduğu hayali, tohum bitirme kabiliyetindeki bir yere ekilmiş, orada bitmiş mahsul tut.
چون خیال آن مهندس در ضمیر ** چون نبات اندر زمین دانهگیر
Bu iki mahşeri hulâsa etmeden maksadım bir kısastır, inananların bundan hisse almasıdır. 1795
مخلصم زین هر دو محشر قصهایست ** مومنان را در بیانش حصهایست
Kıyamet gününün güneşi doğdu mu çirkin, güzel herkes yerden derhal kalkar.
چون بر آید آفتاب رستخیز ** بر جهند از خاک زشت و خوب تیز
Herkes kaza ve kader divanına koşar, geçer para da potaya girer, kalp para da.
سوی دیوان قضا پویان شوند ** نقد نیک و بد به کوره میروند
Geçer para neşelenerek, nazlana,nazlana kalp para, yanıp eriyerek.
نقد نیکو شادمان و ناز ناز ** نقد قلب اندر زحیر و در گداز
Anbean sınamalar gelmede, bedende gönül sırları görünmede.
لحظه لحظه امتحانها میرسد ** سر دلها مینماید در جسد
Kandil nasıl suyla yağla görünür, aydınlanıp meydana çıkarsa, yahut toprak, nasıl mahsul verir, sırlarını meydana korsa öyle. 1800
چون ز قندیل آب و روغن گشته فاش ** یا چو خاکی که بروید سرهاش
Baharın eli, soğanı, safranı, haşhaşı çıkarır, kışın sırrını nasıl meydana korsa öyle.
از پیاز و گندنا و کوکنار ** سر دی پیدا کند دست بهار
Biri “Biz Tanrıdan çekinenleriz” diye yemyeşil, öbürü menekşe gibi başı aşağıda. Tehlikeye uğrama korkusu, gönle yerleşmiş, bu yüzden kaynaklat kaynama da, on tane dere olmada.
آن یکی سرسبز نحن المتقون ** وآن دگر همچون بنفشه سرنگون
Tehlikeye uğrama korkusu, gönle yerleşmiş, bu yüzden kaynaklat kaynama da, on tane dere olmada.
چشمها بیرون جهید از خطر ** گشته ده چشمه ز بیم مستقر