Biri “Biz Tanrıdan çekinenleriz” diye yemyeşil, öbürü menekşe gibi başı aşağıda. Tehlikeye uğrama korkusu, gönle yerleşmiş, bu yüzden kaynaklat kaynama da, on tane dere olmada.
آن یکی سرسبز نحن المتقون ** وآن دگر همچون بنفشه سرنگون
Tehlikeye uğrama korkusu, gönle yerleşmiş, bu yüzden kaynaklat kaynama da, on tane dere olmada.
چشمها بیرون جهید از خطر ** گشته ده چشمه ز بیم مستقر
Gözler, defterler sol yandan gelmesin diye açılmış, bekleyip durmada.
باز مانده دیدهها در انتظار ** تا که نامه ناید از سوی یسار
Amel defterinin sağdan verilmesi kolay iş değil. Bunun için gözler sağı solu gözlemede. 1805
چشم گردان سوی راست و سوی چپ ** زانک نبود بخت نامهی راست زپ
Derken bir kulun eline kapkara, suçlarla kötülüklerle dolu bir defter verilir.
نامهای آید به دست بندهای ** سر سیه از جرم و فسق آگندهای
İçinde ne bir hayır var, ne bir iyi işte bulunma. Ancak doğru özlülerin gönlünü incitme var.
اندرو یک خیر و یک توفیق نه ** جز که آزار دل صدیق نه
Baştan ayağa kadar kötülükle, suçla, yol ehline çaldığı ıslıklarla, onlarla ettiği alaylarla dopdolu.
پر ز سر تا پای زشتی و گناه ** تسخر و خنبک زدن بر اهل راه
Hileleri, hırsızlıkları, Firavunlar gibi ben, biz demeleri, defteri kaplamış.
آن دغلکاری و دزدیهای او ** و آن چو فرعونان انا و انای او
O kötü amelli kul, defterini okudu mu analar ki zindandan başka göçecek yer yok. 1810
چون بخواند نامهی خود آن ثقیل ** داند او که سوی زندان شد رحیل
Suç meydanda özür yolu bağlı. Artık hırsızlar gibi darağacına yürümeye baslar.
پس روان گردد چو دزدان سوی دار ** جرم پیدا بسته راه اعتذار