English    Türkçe    فارسی   

5
1856-1865

  • Meniden yaratıldın, benliği bırak. Ey Eyaz, çarığı hatırla.
  • Eyaz'ın çarık ve postunu koyduğu bir odası vardı. Kapısı sağlam ve kilitli olduğu için kapı yoldaşları, orada bir define var sanırlardı.
  • Eyaz, pek akıllı, fikirli olduğundan postu ile çarığını bir odaya asmıştı.
  • Her gün o boş odaya gider, kendi kendisine Ululanma derdi, işte çağırın şu.
  • Padişaha onun bir odası var dediler, oraya biriktirdiği altınları, gümüşleri altın küplerini koymuş.
  • Kimseyi oraya sokmuyor. Daima kapısını kapalı tutuyor. 1860
  • Padişah dedi ki: Tuhaf şey. O kölenin bizden gizlediği nedir ki acaba?
  • Bir beye, Oraya git, gece yarısı kapıyı aç, odaya gir.
  • Ne bulursan yağma et, sırrını da kapı yoldaşlarına aç.
  • Bizden bu kadar ikramlar gördüğü, sayısız lütuflarımıza nail olduğu halde hasisliğinden altın gümüş biriktiriyor ha!
  • Vefa gösterme de seviyorum demede, coşup köpürmede. Hey gidi buğday gösterip arpa satan hey! 1865