- Bunu yapmamıştır ya, yapsa bile pekala yapmış. O benim sevgilim, ne dilerse yapsın!
- این نکردست او و گر کرد او رواست ** هر چه خواهد گو بکن محبوب ماست
- Sevgilimin yaptığını ben yaptım demektir. Ben perdeyim ama hakikatte o benden ibarettir, ben de oyum.
- هر چه محبوبم کند من کردهام ** او منم من او چه گر در پردهام
- Sonra Ondan diyordu, bu çeşit huylar ne kadar uzak. Bu saçma bir söz beyhude bir hayal.
- باز گفتی دور از آن خو و خصال ** این چنین تخلیط ژاژست و خیال
- Eyaz’ın böyle bir şey yapmasına imkan yok. Çünkü o bir deniz ki dibini görmenin imkanı bulunmaz.
- از ایاز این خود محالست و بعید ** کو یکی دریاست قعرش ناپدید
- Yedi deniz de o denizin bir katresi. Bütün varlık onun dalgasından bir damla. 1880
- هفت دریا اندرو یک قطرهای ** جملهی هستی ز موجش چکرهای
- Bütün temizlikleri o denizden elde ederler. Katreleri teker,teker birer sırça yapan sanatkar.
- جمله پاکیها از آن دریا برند ** قطرههااش یک به یک میناگرند
- O padişahlar padişahı, hatta padişahlar meydana getiren o. Yalnız kötü göz deymesin diye adı Eyaz olmuş.
- شاه شاهانست و بلک شاهساز ** وز برای چشم بد نامش ایاز
- Kötü göz söyle dursun, iyi gözler bile onu nazarlar. Çünkü güzelliğinin haddi yok, elbette kıskanacaklar.
- چشمهای نیک هم بر وی به دست ** از ره غیرت که حسنش بیحدست
- Gökler kadar geniş bir ağız isterim ki o meleklerin bile kıskandıkları güzeli öveyim.
- یک دهان خواهم به پهنای فلک ** تا بگویم وصف آن رشک ملک
- Hatta bu çeşit bir ağza sahip olsam, yahut bunun yüz misli geniş bir ağız elde etsem yine de feryadı figan o ağıza sığamaz. 1885
- ور دهان یابم چنین و صد چنین ** تنگ آید در فغان این حنین