- Eyaz’ın böyle bir şey yapmasına imkan yok. Çünkü o bir deniz ki dibini görmenin imkanı bulunmaz.
- از ایاز این خود محالست و بعید ** کو یکی دریاست قعرش ناپدید
- Yedi deniz de o denizin bir katresi. Bütün varlık onun dalgasından bir damla. 1880
- هفت دریا اندرو یک قطرهای ** جملهی هستی ز موجش چکرهای
- Bütün temizlikleri o denizden elde ederler. Katreleri teker,teker birer sırça yapan sanatkar.
- جمله پاکیها از آن دریا برند ** قطرههااش یک به یک میناگرند
- O padişahlar padişahı, hatta padişahlar meydana getiren o. Yalnız kötü göz deymesin diye adı Eyaz olmuş.
- شاه شاهانست و بلک شاهساز ** وز برای چشم بد نامش ایاز
- Kötü göz söyle dursun, iyi gözler bile onu nazarlar. Çünkü güzelliğinin haddi yok, elbette kıskanacaklar.
- چشمهای نیک هم بر وی به دست ** از ره غیرت که حسنش بیحدست
- Gökler kadar geniş bir ağız isterim ki o meleklerin bile kıskandıkları güzeli öveyim.
- یک دهان خواهم به پهنای فلک ** تا بگویم وصف آن رشک ملک
- Hatta bu çeşit bir ağza sahip olsam, yahut bunun yüz misli geniş bir ağız elde etsem yine de feryadı figan o ağıza sığamaz. 1885
- ور دهان یابم چنین و صد چنین ** تنگ آید در فغان این حنین
- Fakat ey dayandığım dost, bu kadar da söylemesem gönül sırçası, zayıflığından çatlayacak.
- این قدر گر هم نگویم ای سند ** شیشهی دل از ضعیفی بشکند
- Gönül sırçasını pek nazik gördüm de biraz teskin edebilmek için nice cüppeler yırttım.
- شیشهی دل را چو نازک دیدهام ** بهر تسکین بس قبا بدریدهام
- Güzelim; ben her ay başı mutlaka üç gün deli olurum.
- من سر هر ماه سه روز ای صنم ** بیگمان باید که دیوانه شوم