English    Türkçe    فارسی   

5
1926-1935

  • Ben alemin en ulusu, zamanın övünülecek kişisiyken o vakit o neredeydi? dedi.
  • او کجا بود اندر آن دوری که من  ** صدر عالم بودم و فخر زمن 
  • "Tanrı,cinleri ateşin dumansız alevinden yarattı" dendiği gibi yine ulu Tanrı İblis hakkında "Şüphe yok ki o, cin tayfasındandı, rabbinin buyruğundan çıktı" buyurmuştur.
  • خلق الجان من مارج من نار و قوله تعالی فی حق ابلیس انه کان من الجن ففسق 
  • Şeytanın can ateşi alevlenmede. O bir ateştir ki aslı gibi. “Çocuk babasının sırrıdır” denmiştir.
  • شعله می‌زد آتش جان سفیه  ** که آتشی بود الولد سر ابیه 
  • Hayır yanlış söyledim. O ateş Tanrı kahrıdır. Bu hususta bir sebep göstermeye ne hacet?
  • نه غلط گفتم که بد قهر خدا  ** علتی را پیش آوردن چرا 
  • Sebepsiz ve sebeplerle hiçbir münasebeti olmayan bir iş, ezelden beri daima olagelmektedir
  • کار بی‌علت مبرا از علل  ** مستمر و مستقرست از ازل 
  • Onun sebepsiz ve illetsiz pak sanatına, ne sonradan yaratılan bir şeyin sebebi sığar, ne de sonradan yaratılan bir şey. 1930
  • در کمال صنع پاک مستحث  ** علت حادث چه گنجد یا حدث 
  • Baba sırrı da ne oluyor? Babamız onun yaratışı. Yaradılış içtir, babaysa deriye benzer bir suret.
  • سر آب چه بود آب ما صنع اوست  ** صنع مغزست و آب صورت چو پوست 
  • Bil ki ey aşk fındığı, dostun aşktır. Canını iç haline getirmek ister de derini yırtar, döker.
  • عشق دان ای فندق تن دوستت  ** جانت جوید مغز و کوبد پوستت 
  • Sevgilisi deri olan kişinin derisini Tanrı, her an değiştirir durur.
  • دوزخی که پوست باشد دوستش  ** داد بدلنا جلودا پوستش 
  • Manen için, Ateşe hakimdir. Fakat kabukların, Ateşe ancak odun olabilir.
  • معنی و مغزت بر آتش حاکمست  ** لیک آتش را قشورت هیزمست 
  • Ateşin kudreti, içinde su olan tahta testinin dışındadır. 1935
  • کوزه‌ی چوبین که در وی آب جوست  ** قدرت آتش همه بر ظرف اوست