English    Türkçe    فارسی   

5
1979-1988

  • Ey Yalancı sabaha kapılan, sahici sabahı da Yalancı görme.
  • ای شده تو صبح کاذب را رهین  ** صبح صادق را تو کاذب هم مبین 
  • Nifaktan, kötülükten kurtulduysan neden kardeşin hakkında kötü zanna düşüyor, münafıklık diyorsun? 1980
  • گر نداری از نفاق و بد امان  ** از چه داری بر برادر ظن همان 
  • Kötü zanda bulunanın işi, daima çirkindir.Dostun hakkında da kendi kitabını okur o.
  • بدگمان باشد همیشه زشت‌کار  ** نامه‌ی خود خواند اندر حق یار 
  • Eğrilikte kalan aşağılık kişiler, peygamberlere de büyücü ve eğri adam dediler.
  • آن خسان که در کژیها مانده‌اند  ** انبیا را ساحر و کژ خوانده‌اند 
  • O kötü düşünceli aşağılık beyler de Eyaz’ın odası hakkında böyle kötü düşünceye saptılar.
  • وآن امیران خسیس قلب‌ساز  ** این گمان بردند بر حجره‌ی ایاز 
  • Orada definesi, hazinesi var dediler. Başkalarını kendi aynanda görme.
  • کو دفینه دارد و گنج اندر آن  ** ز آینه‌ی خود منگر اندر دیگران 
  • Padişah onun temizliğini biliyordu. O araştırmayı onlar için yaptırıyordu. 1985
  • شاه می‌دانست خود پاکی او  ** بهر ایشان کرد او آن جست و جو 
  • O beye, odayı gece yarısı aç da haberi olmasın.
  • کای امیر آن حجره را بگشای در  ** نیم شب که باشد او زان بی‌خبر 
  • Bu suretle düşünceleri meydana çıksın. Ondan sonra ona yapılacak şeyi biz biliriz.
  • تا پدید آید سگالشهای او  ** بعد از آن بر ماست مالشهای او 
  • O altınları mücevherleri de size bağışladım. Yalnız neler çıktığını bana haber verin, o kadar dedi.
  • مر شما را دادم آن زر و گهر  ** من از آن زرها نخواهم جز خبر