- O altınları mücevherleri de size bağışladım. Yalnız neler çıktığını bana haber verin, o kadar dedi.
- مر شما را دادم آن زر و گهر ** من از آن زرها نخواهم جز خبر
- Dedi ama eşi olmayan Eyaz için de içi titremekteydi.
- این همیگفت و دل او میطپید ** از برای آن ایاز بی ندید
- Bunları ben mi söylüyorum? Bu sözleri duysa ne hale gelir? Diyordu. 1990
- که منم کین بر زبانم میرود ** این جفاگر بشنود او چون شود
- Sonra da diyordu ki: Dini hakki için onun temkini bundan da artıktır.
- باز میگوید به حق دین او ** که ازین افزون بود تمکین او
- Benim sitemime kızmaz, benim sözümden alınmaz, maksadımı sırrımı anlar.
- کی به قذف زشت من طیره شود ** وز غرض وز سر من غافل بود
- Bir belaya uğrayan, o dertten perişan olmaz, bir çok tevillerde bulunur.
- مبتلی چون دید تاویلات رنج ** برد بیند کی شود او مات رنج
- Eyaz’da sabırlıdır, tevillerde bulunur. O işin sonuna bakar.
- صاحب تاویل ایاز صابرست ** کو به بحر عاقبتها ناظرست
- Yusuf gibi, bu zindandakilerin rüyalarını tabir eder, tabiri onca aşikardır. 1995
- همچو یوسف خواب این زندانیان ** هست تعبیرش به پیش او عیان
- Rüyasını yoramayan başkasının Rüyasını nasıl yorabilir?
- خواب خود را چون نداند مرد خیر ** کو بود واقف ز سر خواب غیر
- Ben onu sınasam, Sınama yüzünden ona yüzlerce kılıç vursam yine o merhametli sevgilinin sevgisi eksilmez.
- گر زنم صد تیغ او را ز امتحان ** کم نگردد وصلت آن مهربان