English    Türkçe    فارسی   

5
202-211

  • Ertesi yıl eteğini sürüyerek gelir. Hey, neredesin? Dense “Hoşlar denizindeyim.
  • سال دیگر آمد او دامن‌کشان  ** هی کجا بودی به دریای خوشان 
  • Ben burada pislendim, gittim. Temiz geldim. Elbiseler giyindim, toprağa ulaştım.
  • من نجس زینجا شدم پاک آمدم  ** بستدم خلعت سوی خاک آمدم 
  • Ey kirliler, pisler, bana gelin. Çünkü, ben Allah huyu ile huylandım.
  • هین بیایید ای پلیدان سوی من  ** که گرفت از خوی یزدان خوی من 
  • Bütün kirliliğinizi kabul ederim, melek gibi, şeytana bile temizlik bağışlarım. 205
  • در پذیرم جمله‌ی زشتیت را  ** چون ملک پاکی دهم عفریت را 
  • Pislenince yine oraya giderim, temizliklerin aslının aslına varırım.
  • چون شوم آلوده باز آنجا روم  ** سوی اصل اصل پاکیها رو 
  • Kirli hırkamı orada başımdan çıkarırım, o, yine bana temiz bir elbise verir.
  • دلق چرکین بر کنم آنجا ز سر  ** خلعت پاکم دهد بار دگر 
  • Onun işi budur, benim işim de bu. Alemlerin Rabbi, alemi bezer süsler” der.
  • کار او اینست و کار من همین  ** عالم‌آرایست رب العالمین 
  • Bizim bu pisliklerimiz olmasaydı suya bu icazetname nereden verilirdi?
  • گر نبودی این پلیدیهای ما  ** کی بدی این بارنامه آب را 
  • Su, birisinden altın keseleri çalmış, nerede bir müflis diye her tarafa koşan birine benzer. 210
  • کیسه‌های زر بدزدید از کسی  ** می‌رود هر سو که هین کو مفلسی 
  • Yahut bitmiş otlara dökülür; yahut bir yüzü yunmamışın yüzünü yıkar.
  • یا بریزد بر گیاه رسته‌ای  ** یا بشوید روی رو ناشسته‌ای