وصف هستی میرود از پیکرت ** وصف مستی میفزاید در سرت
Kulak gibi tamamı ile kulak ol da sana laal küpe takılsın.
سمع شو یکبارگی تو گوشوار ** تا ز حلقهی لعل یابی گوشوار
Kuyu kazan adam gibi sen de adamsan su bedenin kuyusunu kaz da suya ulaş.
همچو چه کن خاک میکن گر کسی ** زین تن خاکی که در آبی رسی
Fakat duru suyun rabbinden bir cezbe gelirse kuyu kazmadan da su, yerden fışkırır. 2045
گر رسد جذبهی خدا آب معین ** چاه ناکنده بجوشد از زمین
Yalnız sen buna kulak asma da kazmaya savaş. Yavaş,yavaş kuyunun toprağını deş derinleştir.
کار میکن تو بگوش آن مباش ** اندک اندک خاک چه را میتراش
Kim zahmet çekerse defineyi elde eder. Kim çalışır çabalarsa devlete ulaşır.
هر که رنجی دید گنجی شد پدید ** هر که جدی کرد در جدی رسید
Peygamber, Rukü ve secde varlık halkasını Tanrı kapısına vurmaktır dedi.
گفت پیغمبر رکوعست و سجود ** بر در حق کوفتن حلقهی وجود
Kim o kapının halkasını döverse elbette ona devlet baş gösterir.
حلقهی آن در هر آنکو میزند ** بهر او دولت سری بیرون کند
O kovucu beyin gece yarısında çavuşlarla gelip Eyaz'ın odasını açması, odada asılı bulunan çarıkla postu görmesi, bunu düzen sanıp odanın her tarafını kazması, şüphe ettiği yerlerini deşmesi, kuyucuları getirmesi, duvarları delmesi ve nihayet hiçbir şey bulamayıp utanması, ümitsizliğe düşmesi. Nitekim kötü düşüncelerle hayale kapılanlar da peygamberlerle velilere büyücü dediler, bunlar, bu işi kendiliklerinden yapıyorlar, bununla yücelik ve ululuk diliyorlar diye söylendiler. İşin içyüzünü araştırdıktan sonra da utandılar, hiçbir fayda elde edemediler.
آمدن آن امیر نمام با سرهنگان نیمشب بگشادن آن حجرهی ایاز و پوستین و چارق دیدن آویخته و گمان بردن کی آن مکرست و روپوش و خانه را حفره کردن بهر گوشهای کی گمان آمد چاه کنان آوردن و دیوارها را سوراخ کردن و چیزی نایافتن و خجل و نومید شدن چنانک بدگمانان و خیالاندیشان در کار انبیا و اولیا کی میگفتند کی ساحرند و خویشتن ساختهاند و تصدر میجویند بعد از تفحص خجل شوند و سود ندارد
O emin adamlar, hazine, altın ve altın dolu küpler bulmak üzere oda kapısına geldiler. 2050
آن امینان بر در حجره شدند ** طالب گنج و زر و خمره بدند