- Kirli hırkamı orada başımdan çıkarırım, o, yine bana temiz bir elbise verir.
- دلق چرکین بر کنم آنجا ز سر ** خلعت پاکم دهد بار دگر
- Onun işi budur, benim işim de bu. Alemlerin Rabbi, alemi bezer süsler” der.
- کار او اینست و کار من همین ** عالمآرایست رب العالمین
- Bizim bu pisliklerimiz olmasaydı suya bu icazetname nereden verilirdi?
- گر نبودی این پلیدیهای ما ** کی بدی این بارنامه آب را
- Su, birisinden altın keseleri çalmış, nerede bir müflis diye her tarafa koşan birine benzer. 210
- کیسههای زر بدزدید از کسی ** میرود هر سو که هین کو مفلسی
- Yahut bitmiş otlara dökülür; yahut bir yüzü yunmamışın yüzünü yıkar.
- یا بریزد بر گیاه رستهای ** یا بشوید روی رو ناشستهای
- Yahut da denizlerde elsiz ayaksız gemiyi hamal gibi başında taşır.
- یا بگیرد بر سر او حمالوار ** کشتی بیدست و پا را در بحار
- Onda yüz binlerce ilaç gizli. Çünkü her ilaç olduğu gibi ondan yetişir gelişir.
- صد هزاران دارو اندر وی نهان ** زانک هر دارو بروید زو چنان
- Her incinin canı, her tanenin gönlü, bir eczane gibi olan suda yürür durur.
- جان هر دری دل هر دانهای ** میرود در جو چو داروخانهای
- Yeryüzü yetimlerini o besler, kuruyup kalmış kişileri o yürütür. 215
- زو یتیمان زمین را پرورش ** بستگان خشک را از وی روش
- Fakat mayası bitti mi bunalır, yeryüzünde bizim gibi şaşırır kalır.
- چون نماند مایهاش تیره شود ** همچو ما اندر زمین خیره شود
- Suyun bulandıktan sonra ulu Allah’dan yardım dilemesi
- استعانت آب از حق جل جلاله بعد از تیره شدن