English    Türkçe    فارسی   

5
2081-2090

  • Paralarla ağır kumaşları gizlediyseniz yüzünüzdeki neşe nerede? dedi.
  • Kök, gizlice ürer, kök verir ama “Eseri, yüzlerinde görünür” yaprağı yemyeşildir.
  • Yücelmiş dal, o kökün zehirden, şekerden ne yediyse, yediklerini bağıra,bağıra ilan eder.
  • Kökte bir maya bir sermaye yoksa daldaki bu yeşil yapraklar nedir?
  • Toprak, kökün ağzını mühürlese bile el ve ayak dalları tanıklık verir. 2085
  • O emin adamlar, hep birden gölge gibi Padişahın huzurunda secde edip özür getirdiler.
  • O kızgınlığın, o benlik davasının mazur görülmesini niyaz etmek için huzura kılıç ve kefenle gittiler.
  • Utançlarından her biri parmaklarını ısırıyorlardı. Her biri cihan padişahı diyordu.
  • Kanımızı dökersen sana helaldir. Canımızı bağışlarsan bu da bir nimettir, bir lütuf ve ihsandır.
  • Biz, bize layık olanı işledik. Artık ey ulu Padişah, sen ne buyruk yürütürsen yürüt. 2090