English    Türkçe    فارسی   

5
2122-2131

  • Suçluların ölümüne müstahaktır. Fakat affını hilmini gözetiyorlar, tamahları buna.
  • مجرمانت مستحق کشتن‌اند  ** وز طمع بر عفو و حلمت می‌تنند 
  • Bakalım, merhametin mi üstün olacak, öfken mi? Kevser suyu mu üste çıkacak alev mi?
  • تا که رحمت غالب آید یا غضب  ** آب کوثر غالب آید یا لهب 
  • Halkı avlamak için Elest ahdinden beri hilim dalı da hışım dalı da... İkisi de var.
  • از پی مردم‌ربایی هر دو هست  ** شاخ حلم و خشم از عهد الست 
  • Bunun için o apaçık Elestü sözünde nefiyle ispat birbirine eştir. 2125
  • بهر این لفظ الست مستبین  ** نفی و اثباتست در لفظی قرین 
  • Çünkü bu söz, ispatı bildiren bir sorgudur, fakat onda “Leyse-değildir” sözü gömülüdür.
  • زانک استفهام اثباتیست این  ** لیک در وی لفظ لیس شد قرین 
  • Bırak da bu ham anlayış kalsın. Hasların kasesini halkın önüne koyma.
  • ترک کن تا ماند این تقریر خام  ** کاسه‌ی خاصان منه بر خوان عام 
  • Allah’ın kahrı vebaya, lütfu da sabah yeline benzer. Birisi demiri çeker, öbürü saman çöpünü.
  • قهر و لطفی چون صبا و چون وبا  ** آن یکی آهن‌ربا وین که‌ربا 
  • Tanrı, doğruları doğru yola kadar çeker. Batıl olanlarda batılları çekerler.
  • می‌کشد حق راستان را تا رشد  ** قسم باطل باطلان را می‌کشد 
  • Mide helvayı severse helvayı çeker, safraya mensupsa sirkeyi ister. 2130
  • معده حلوایی بود حلوا کشد  ** معده صفرایی بود سرکا کشد 
  • Sıcak döşeme, üstüne oturanın soğukluğunu alır, soğuk döşeme hararetini alır.
  • فرش سوزان سردی از جالس برد  ** فرش افسرده حرارت را خورد