English    Türkçe    فارسی   

5
2170-2179

  • Halayık bu sözü duyunca efendisiyle buluşabileceğini düşünüp adeta canlandı. 2170
  • Efendi şimdi evde yalnızdır deyip sevine, sevine hemen eve koştu.
  • Halayık altı yıldır efendisini yalnız bulmayı gözlüyordu, bu sevdadaydı.
  • Adeta uçarak eve geldi. Efendiyi evde yalnız buldu.
  • Şehvet, iki aşığı da öyle bürümüştü, ikisinin de gözleri öyle kararmıştı ki ihtiyatı akıllarına bile getirmediler. Evin kapısını kapamadılar.
  • İkisi de neşeyle kucaklaştılar, birleştiler. Adeta o anda iki can bir oldu. 2175
  • Bu sırada hamamda kadının aklına geldi nasıl oldu da dedi, ben bu kızı eve yolladım?
  • Adeta kendi elimle ateşi pamuğun içine attım. Koçu koyuna saldım.
  • Başındaki kili hemen yıkadı, cansız bir halde halayığın ardına düştü. Hem koşuyor, hem çarşafını giyiyordu.
  • O halayık can sevgisiyle koşmuştu, bu korkusundan koşuyordu. Aşk nerede, korku nerede? Aralarında ne fark var?