- Aşkın sıfatını söylemeye koyulursam yüz kıyamet kopar da yine noksan kalır.
- شرح عشق ار من بگویم بر دوام ** صد قیامت بگذرد و آن ناتمام
- Çünkü kıyametin kopacağı bir zaman, bu dünyanın bir sonu vardır. Fakat Tanrı sıfatına son nerede? 2190
- زانک تاریخ قیامت را حدست ** حد کجا آنجا که وصف ایزدست
- Aşkın beş yüz kanadı vardır. Her kanadı, arştan yer altına kadar bütün kainatı kaplar.
- عشق را پانصد پرست و هر پری ** از فراز عرش تا تحتالثری
- Korkak zahit, ayağı ile yürümeye çabalar. Aşılarsa şimşekten de hızlı uçarlar, yelden de!
- زاهد با ترس میتازد به پا ** عاشقان پرانتر از برق و هوا
- O korkaklar, aşkın tozuna nereden ulaşacaklar? Aşk derdi, gökyüzünü döşeme edinir.
- کی رسند این خایفان در گرد عشق ** که آسمان را فرش سازد درد عشق
- Zahit bu makama ulaşamaz. Meğer ki Tanrı ışığının inayeti gelip erişe de bu alemden ve bu yürüyüşten kurtula.
- جز مگر آید عنایتهای ضو ** کز جهان و زین روش آزاد شو
- Kendi kuşundan, düşünden, dedikodusundan halas olsa da yüce doğan kuşu, padişaha yol bula. 2195
- از قش خود وز دش خود باز ره ** که سوی شه یافت آن شهباز ره
- Bu dedikodu, cebir ve ihtiyarıdır. Sevgilinin cezbesi, bu ikisinin ardından gelir.
- این قش و دش هست جبر و اختیار ** از ورای این دو آمد جذب یار
- Hasılı o kadın eve varıp kapıyı açtı. Kapının sesi kulaklarına gelince,
- چون رسید آن زن به خانه در گشاد ** بانگ در در گوش ایشان در فتاد
- Halayıkcağız perişan bir halde sıçradı, adam da namaza durdu.
- آن کنیزک جست آشفته ز ساز ** مرد بر جست و در آمد در نماز