English    Türkçe    فارسی   

5
224-233

  • Halkla karışmadan yoruldu mu o sefer “ey Bilal, sesinle bize bir huzur ver, bir istirahat ver.”
  • ز اختلاط خلق یاید اعتدال ** آن اسفر جوید که ارحنا یا بلال
  • Ey güzel sesli Bilal ezan okunan yere çık, göç davulunu çal der. 225
  • ای بلال خوش نوای خوش صهیل ** میذنه بر رو بزن طبل رحیل
  • Can sefere gitti beden kıyamda. Bu yüzden namaz bitince selam verilir işte.
  • جان سفر رفت و بددن اندر قیام ** وقت رجعت زین سبب گوید سلام
  • Herkesi teyemmüm kurtarır, kıble arayanları aramaktan vaz geçirir, kıbleyi gösterir.
  • از تیمم وا رهاند جمله را ** وز تحری طالبان قبله را
  • Bu misal getirme söz arasında bir vasıtadır. Herkesin anlaması için vasıta şarttır.
  • این مثل چون واسطه‌ست اندر کلام  ** واسطه شرطست بهر فهم عام 
  • Bir delile bağlanmadan kurtulmuş olan semenderden başka kim, vasıtasız ateşe girebilir?
  • اندر آتش کی رود بی‌واسطه  ** جز سمندر کو رهید از رابطه 
  • Tabiatını ateşle hoş bir hale getirmen için vasıtan hamamdır. 230
  • واسطه‌ی حمام باید مر ترا  ** تا ز آتش خوش کنی تو طبع را 
  • Halil gibi ateşe giremeyeceğinden hamam sana elçi oldu, su da delil.
  • چون نتانی شد در آتش چون خلیل  ** گشت حمامت رسول آبت دلیل 
  • Doymak Allahdandır ama tabiat ehli, ekmeksiz nasıl olur da doyar?
  • سیری از حقست لیک اهل طبع  ** کی رسد بی‌واسطه‌ی نان در شبع 
  • Lütuf Allahdandır ama ten ehli, çayırlık çimenlik perdesi olmaksızın o lütfu bulamaz.
  • لطف از حقست لیکن اهل تن  ** درنیابد لطف بی‌پرده‌ی چمن