Ne de taş gibi bir canım, ne de demir gibi bir yüreğim varmış. Yoksa bu dertle çoktan erir, kan kesilirdim.
جان سنگین دارم و دل آهنین ** ورنه خون گشتی درین رنج و حنین
Vaktim daraldı, bir an içinde feryadıma yetiş, padişahlık et.
وقت تنگ آمد مرا و یک نفس ** پادشاهی کن مرا فریاد رس
Beni bu sefer de korur, suçumu örtersen ne olur? Her türlü yapılmıyacak işlerden tövbe ettim.2265
گر مرا این بار ستاری کنی ** توبه کردم من ز هر ناکردنی
Bu sefer de tövbemi kabul et de tövbemde durmak için yüzlerce kemer bağlanayım.
توبهام بپذیر این بار دگر ** تا ببندم بهر توبه صد کمر
Bu sefer de kusurda bulunursam artık duamı ve sözümü dinleme.
من اگر این بار تقصیری کنم ** پس دگر مشنو دعا و گفتنم
Hem böyle söylenip titremede, hem katra katra gözyaşları dökmede, hem de cellâtların, hain kişilerin ellerine düştüm diye feryadetmedeydi.
این همی زارید و صد قطره روان ** که در افتادم به جلاد و عوان
Hiçbir Firenk bu hale düşmesin. Hiçbir mülhit bu feryada uğramasın diyor.
تا نمیرد هیچ افرنگی چنین ** هیچ ملحد را مبادا این حنین
Kendine ağlayıp duruyor, Azrail'i gözünün önünde görüyordu.2270
نوحهها کرد او بر جان خویش ** روی عزرائیل دیده پیش پیش
Yarabbi, yarabbi diye o kadar söylendi ki kapı ve duvar da onunla beraber yarabbi, yarabbi demeye başladı.
ای خدا و ای خدا چندان بگفت ** که آن در و دیوار با او گشت جفت
O yarabbi yarabbi derken birden, inciyi arayanların sesi duyuldu:
در میان یارب و یارب بد او ** بانگ آمد از میان جست و جو
Arama nöbetinin Nasuh'a gelmesi ve "Herkesi aradık, Nasuh'u da arayın" denmesi, Nasuh'un korkudan kendisinden geçişi, Tanrı elçisinin - Tanrı ona rahmet ve esenlikler versin - bir hastalığa, yahut sıkıntıya uğradığı vakit "Şiddetten, açılır, savuşursun" buyurduğu gibi Nasuh'un da o şiddetten kurtuluşu.
نوبت جستن رسیدن به نصوح و آواز آمدن که همه را جستیم نصوح را بجویید و بیهوش شدن نصوح از آن هیبت و گشاده شدن کار بعد از نهایت بستگی کماکان یقول رسول الله صلی الله علیه و سلم اذا اصابه مرض او هم اشتدی ازمة تنفرجی