- Gündüzün, ta gecelere kadar otsuz kayalıklarda gıdasız, koruyucusuz aç biilâç dolaşır dururdu.
- در میان سنگ لاخ بیگیاه ** روز تا شب بینوا و بیپناه
- Oralarda içecek sudan başka bir şey yoktu. Eşek gece gündüz yas, matem içindeydi.
- بهر خوردن جز که آب آنجا نبود ** روز و شب بد خر در آن کور و کبود
- Oralarda bir kamışlık, bir orman vardı. Orada da işi gücü avlanmak olan bir aslan vardı.
- آن حوالی نیستان و بیشه بود ** شیر بود آنجا که صیدش پیشه بود
- Aslan, bir erkek fille savaşmış, yorulup hastalanmış, avdan kalmıştı. 2330
- شیر را با پیل نر جنگ اوفتاد ** خسته شد آن شیر و ماند از اصطیاد
- O zayıflıkla bir müddet avlanamadı, öbür canavarlar da kuşluk yemeği yiyemez oldular.
- مدتی وا ماند زان ضعف از شکار ** بینوا ماندند دد از چاشتخوار
- Çünkü aslandan artan artıkları onlar yerlerdi. Aslan hastalanınca onlar da dara düştüler.
- زانک باقیخوار شیر ایشان بدند ** شیر چون رنجور شد تنگ آمدند
- Aslan, bir tilkiye var git, benim içim bir eşek avla.
- شیر یک روباه را فرمود رو ** مر خری را بهر من صیاد شو
- Çayırlıkta bir eşek bulursan ona maval oku, kandırıp buraya getir.
- گر خری یابی به گرد مرغزار ** رو فسونش خوان فریبانش بیار
- Eşeğin etini yer, kuvvetlenirsem ondan sonra başka bir av tutabilirim. 2335
- چون بیابم قوتی از گوشت خر ** پس بگیرم بعد از آن صیدی دگر
- Birazcığını ben yiyeyim, geri kalanını siz yersiniz. Ben de bu suretle sizin gıdalanmanıza sebep olayım.
- اندکی من میخورم باقی شما ** من سبب باشم شما را در نوا