Oralarda bir kamışlık, bir orman vardı. Orada da işi gücü avlanmak olan bir aslan vardı.
آن حوالی نیستان و بیشه بود ** شیر بود آنجا که صیدش پیشه بود
Aslan, bir erkek fille savaşmış, yorulup hastalanmış, avdan kalmıştı.2330
شیر را با پیل نر جنگ اوفتاد ** خسته شد آن شیر و ماند از اصطیاد
O zayıflıkla bir müddet avlanamadı, öbür canavarlar da kuşluk yemeği yiyemez oldular.
مدتی وا ماند زان ضعف از شکار ** بینوا ماندند دد از چاشتخوار
Çünkü aslandan artan artıkları onlar yerlerdi. Aslan hastalanınca onlar da dara düştüler.
زانک باقیخوار شیر ایشان بدند ** شیر چون رنجور شد تنگ آمدند
Aslan, bir tilkiye var git, benim içim bir eşek avla.
شیر یک روباه را فرمود رو ** مر خری را بهر من صیاد شو
Çayırlıkta bir eşek bulursan ona maval oku, kandırıp buraya getir.
گر خری یابی به گرد مرغزار ** رو فسونش خوان فریبانش بیار
Eşeğin etini yer, kuvvetlenirsem ondan sonra başka bir av tutabilirim.2335
چون بیابم قوتی از گوشت خر ** پس بگیرم بعد از آن صیدی دگر
Birazcığını ben yiyeyim, geri kalanını siz yersiniz. Ben de bu suretle sizin gıdalanmanıza sebep olayım.
اندکی من میخورم باقی شما ** من سبب باشم شما را در نوا
Benim için ya bir eşek ara, ya bir öküz. Ne bulursan ona, o bildiğin afsunlardan oku,
یا خری یا گاو بهر من بجوی ** زان فسونهایی که میدانی بگوی
Onu afsunlarla, güzel sözlerle aldat, buraya çek, getir diye emir verdi.
از فسون و از سخنهای خوشش ** از سرش بیرون کن و اینجا کشش
Tanrı ilhamiyle, mertebelere göre halka yargılanma ve rahmet gıdasından ecir verme bakımından Tanrı'ya vâsıl olan kutup, aslana benzer. Başka canavarlar da onun artıklarını yeyip doyarlar. Fakat onların aslana yakınlıkları, mekân bakımından değil, sıfat bakımındandır. Bunun tafsilleri, çoktur, doğru yola götüren, Tanrı'dır
تشبیه کردن قطب کی عارف واصلست در اجری دادن خلق از قوت مغفرت و رحمت بر مراتبی کی حقش الهام دهد و تمثیل بشیر که دد اجری خوار و باقی خوار ویند بر مراتب قرب ایشان بشیر نه قرب مکانی بلک قرب صفتی و تفاصیل این بسیارست والله الهادی