Çayırlıkta bir eşek bulursan ona maval oku, kandırıp buraya getir.
گر خری یابی به گرد مرغزار ** رو فسونش خوان فریبانش بیار
Eşeğin etini yer, kuvvetlenirsem ondan sonra başka bir av tutabilirim.2335
چون بیابم قوتی از گوشت خر ** پس بگیرم بعد از آن صیدی دگر
Birazcığını ben yiyeyim, geri kalanını siz yersiniz. Ben de bu suretle sizin gıdalanmanıza sebep olayım.
اندکی من میخورم باقی شما ** من سبب باشم شما را در نوا
Benim için ya bir eşek ara, ya bir öküz. Ne bulursan ona, o bildiğin afsunlardan oku,
یا خری یا گاو بهر من بجوی ** زان فسونهایی که میدانی بگوی
Onu afsunlarla, güzel sözlerle aldat, buraya çek, getir diye emir verdi.
از فسون و از سخنهای خوشش ** از سرش بیرون کن و اینجا کشش
Tanrı ilhamiyle, mertebelere göre halka yargılanma ve rahmet gıdasından ecir verme bakımından Tanrı'ya vâsıl olan kutup, aslana benzer. Başka canavarlar da onun artıklarını yeyip doyarlar. Fakat onların aslana yakınlıkları, mekân bakımından değil, sıfat bakımındandır. Bunun tafsilleri, çoktur, doğru yola götüren, Tanrı'dır
تشبیه کردن قطب کی عارف واصلست در اجری دادن خلق از قوت مغفرت و رحمت بر مراتبی کی حقش الهام دهد و تمثیل بشیر که دد اجری خوار و باقی خوار ویند بر مراتب قرب ایشان بشیر نه قرب مکانی بلک قرب صفتی و تفاصیل این بسیارست والله الهادی
Kutup aslandır, işi de avlanmakdır. Bu halkın artakalanları, onun artıklarını yerler.
قطب شیر و صید کردن کار او ** باقیان این خلق باقیخوار او
Kudretin yettikçe kutbun rızasına çalış da o kuvvetlensin, vahşi hayvanları avlasın.2340
تا توانی در رضای قطب کوش ** تا قوی گردد کند صید وحوش
Onun, halk gibi kuvvetsiz kalması caiz mi? Bütün boğazlara giren rızık, aklın elinden verilir.
چو برنجد بینوا مانند خلق ** کز کف عقلست جمله رزق حلق
Çünkü halkın bulabildiği şey, ancak onun artığıdır. Senden av isterse bunu gözet.
زانک وجد حلق باقی خورد اوست ** این نگه دار ار دل تو صیدجوست
O, akıl gibidir. Halksa bedendeki uzuvlara benzer. Bedenin tedbiri, akla bağlıdır.
او چو عقل و خلق چون اعضا و تن ** بستهی عقلست تدبیر بدن