- Kutbun zayıflaması, ten cihetinden olur. ruh cihetinden değil. Gemi zayıflar. Nuh zayıflamaz.
- ضعف قطب از تن بود از روح نی ** ضعف در کشتی بود در نوح نی
- Kutup, o kimsedir ki kendi etrafında döner dolaşır. Göklerse onun etrafında döner. 2345
- قطب آن باشد که گرد خود تند ** گردش افلاک گرد او بود
- Gemisini tamir hususunda ona yardım et. has bir kul, tam bir köle olduysan buna çalış.
- یاریی ده در مرمهی کشتیاش ** گر غلام خاص و بنده گشتیاش
- Ona yardım edersen bu yardım sana yarar, ona değil- Tanrı "Tanrıya yardım ederseniz yardıma nail olursunuz" buyurdu.
- یاریت در تو فزاید نه اندرو ** گفت حق ان تنصروا الله تنصروا
- Tilki gibi av avla da ona feda et. Bu suretle o verdiğin avın binlerce mislini karşılık olarak al.
- همچو روبه صید گیر و کن فداش ** تا عوض گیری هزاران صید بیش
- Müridin avlanması tilkicesine olur. İnatçı sırtlan, ölü hayvan avlar.
- روبهانه باشد آن صید مرید ** مرده گیرد صید کفتار مرید
- Onun önüne ölüyü getirsen o ölü dirilir. Bostana dökülen gübre, mahsulü geliştirir. 2350
- مرده پیش او کشی زنده شود ** چرک در پالیز روینده شود
- Tilki, aslana emriniz baş üstüne. Hileler düzeyim, aklını başından alayım, istediğin gibi hizmette bulunayım.
- گفت روبه شیر را خدمت کنم ** حیلهها سازم ز عقلش بر کنم
- Hile ve afsun benim isimdir. İşim gücüm, masal söylemeden, halkı yoldan çıkarmadan ibarettir dedi.
- حیله و افسونگری کار منست ** کار من دستان و از ره بردنست
- Dağ başından dereye doğru koşmaya başladı. Derken o yoksul ve zayıf eşeği buldu.
- از سر که جانب جو میشتافت ** آن خر مسکین لاغر را بیافت