English    Türkçe    فارسی   

5
2374-2383

  • Bu atların halleri böyle mükemmel. Peki, neden azap ve belâ, yalnız bana mahsus?
  • Derken ansızın savaş koptu. Arap atlarına eğerleri vurup savaşa sürdüler. 2375
  • Onlar, düşmandan oklar yediler. Her yanlarına temrenler sapladı.
  • Savaştan geri dönüp hepsi de perişan bir halde ahıra düştüler.
  • Ayakları sağlam iplerle mükemmel bağlandı. Nalbantlar sıra sıra dizildi.
  • Hançerlerle bedenlerini yarıyor, yaralardan temrenleri çıkarıyorlardı.
  • Eşek bunları görünce dedi ki: Yarabbi, ben yoksullukla süregeldiğim şu afiyete razıyım. 2380
  • O gıdadan da bizarım, o çirkin yaradan da. Afiyet dileyen, dünyayı terk eder.
  • Eşeğin, ben kısmetime razıyım deyip tilkinin sözünü beğenmemesi
  • Tilki dedi ki: Tanrı emrine uyup helâl rızık aramak farzdır.
  • Bu âlem, sebepler âlemidir. Sebepsiz hiçbir şey elde edilmez, şu halde mutlaka dilemek lâzımdır.