English    Türkçe    فارسی   

5
2412-2421

  • Zahit, rızkın, insana çaresiz yetişip geleceği hakkındaki sözü iyice anlamak için inadına dişlerini sıktı.
  • Kervan halkı acıdılar. Bu zavallı, tamamiyle bitmiş, açlıktan ölüm haline gelmiş dediler.
  • Koşup bıçak getirdiler, ağzına dayayıp dişlerini zorla açtılar.
  • Ağzına çorba döktüler, ekmek parçaları tıktılar. 2415
  • Adam dedi ki: Gönül, susuyorsun ama sırrı biliyorsun da kendini naza çekiyorsun.
  • Gönlü cevap verdi. Biliyorum ki canıma da rızık veren Tanrıdır, tenime de. Bunu da mahsustan yapıyorum.
  • Bundan fazla sınama, deneme olur mu? Rızık, sabredenlere ne güzel yetişiyor bak.
  • Tilkinin eşeğe cevap vermesi ve onu kazanca teşvik etmesi
  • Tilki dedi ki: Bu hikâyeleri bırak da az bile olsa elini kazanca at!
  • Tanrı sana el vermiştir, bir iş yap. Kazan da bir dosta da yardımda bulun. 2420
  • Herkes, bir kazanca yürümüş, başka dostlarına da, yardım ediyor.