English    Türkçe    فارسی   

5
2450-2459

  • Mukallide yoldan da büyük bir tehlike vardır" yol kesen taşlanmış Şeytandan da. 2450
  • Fakat hak nurunu görünce emin olur. Ondaki şüphe ıstırapları yatışır.
  • Denizin köpüğü, aslı olan toprağa gelmedikçe çalkanır durur.
  • O köpük, toprağa aittir, denizde gariptir. Gariplikte de ıstırap çekmesinden başka bir çaresi yoktur.
  • Bir adamın gözü açıldı da o nakşı okudu mu artık Şeytan, bir daha ona el atamaz.
  • Eşek, tilkiye sırlar söyledi ama serserice söyledi, mukallitçe söyledi. 2455
  • Suyu övdü, fakat iştiyakı yoktu. Yüzünü, elbisesini yırttı, fakat âşık değildi.
  • Münafıkın özrü kabul edilmez. Çünkü o özür, dudağındadır, kalbinde değil.
  • Elma kokusuna sahiptir ama elmaya değil. O koku, onda ancak zarar vermek için vardır.
  • Bütün kadınlar, savaşta saf yarmazlar, feryat ve figan ederler.