- O eşek de çayırlığın rengini, kokusunu duyunca elindeki bütün deliller kaçıp gitti.
- رنگ و بوی سبزهزار آن خر شنید ** جمله حجتها ز طبع او رمید
- Yağmura muhtaç bir susuz haline geldi, bulut yoktu, öküz açlığına uğradı, sabrı yoktu.
- تشنه محتاج مطر شد وابر نه ** نفس را جوع البقر بد صبر نه
- Babam, sabır demir kalkandır. Tanrı, kalkana "Zafer geldi çattı" yazısını yazmıştır.
- اسپر آهن بود صبر ای پدر ** حق نبشته بر سپر جاء الظفر
- Mukallit, söz arasında yüzlerce delil getirir. Fakat onları kıyas bakımından söyler, açık bir tarzda değil. 2470
- صد دلیل آرد مقلد در بیان ** از قیاسی گوید آن را نه از عیان
- Misklere bulanmıştır ama misk değildir. Kendisinde misk kokusu vardır ama pis bir şeydir ancak.
- مشکآلودست الا مشک نیست ** بوی مشکستش ولی جز پشک نیست
- Ey mürit, pislik, misk haline gelinceye kadar yıllarca o bahçede otlamak gerek.
- تا که پشکی مشک گردد ای مرید ** سالها باید در آن روضه چرید
- Evet, arpa yememeli eşekler gibi. Ceylâncasına Huten ülkesinde erguvan otlamak gerek.
- که نباید خورد و جو همچون خران ** آهوانه در ختن چر ارغوان
- Karanfilden, yaseminden, gülden başka bir şey otlama. O ceylânlarla Huten sahrasına yürü!
- جز قرنفل یا سمن یا گل مچر ** رو به صحرای ختن با آن نفر
- Mideni o reyhanlara, güllere alıştır da peygamberlerin hikmet ve gıdasını bul. 2475
- معده را خو کن بدان ریحان و گل ** تا بیابی حکمت و قوت رسل
- Mideni şu ottan, arpadan vazgeçir, reyhan ve gül yemeye başla.
- خوی معده زین که و جو باز کن ** خوردن ریحان و گل آغاز کن