- Şarapla dolu koca küpler, onun dudaklarındaki şaraptan mayalanmıştır.
- خنبهای خسروانی پر ز می ** مایه برده از می لبهای وی
- Ondan uzakta kalan can, lâ'al dudaklardaki şarabı görmediği için şaraba âşıktır.
- عاشق می باشد آن جان بعید ** کو می لبهای لعلش را ندید
- Kör kuş, tatlı suyu görmemiş, kara ve acı suyun etrafında dönüp dolaşmasın!
- آب شیرین چون نبیند مرغ کور ** چون نگردد گرد چشمهی آب شور
- Can Musası, gönlü Sina haline getirir, kör dudu kuşlarının gözlerini açar.
- موسی جان سینه را سینا کند ** طوطیان کور را بینا کند
- Can Şirininin Hüsrev'i nöbet urmuştur. Şehirde şeker ucuzlamıştır. 2525
- خسرو شیرین جان نوبت زدست ** لاجرم در شهر قند ارزان شدست
- Gayp Yusufları ordularını çekmede, şeker denklerini getirmede.
- یوسفان غیب لشکر میکشند ** تنگهای قند و شکر میکشند
- Mısır'dan gelen develerin yüzü bizim tarafa yönelmiş, ey dudu kuşları, şenlik seslerini duyun!
- اشتران مصر را رو سوی ما ** بشنوید ای طوطیان بانگ درا
- Şehrimiz, yarın şekerle dolacak. Şeker zaten ucuz ama daha da ucuzlayacak.
- شهر ما فردا پر از شکر شود ** شکر ارزانست ارزانتر شود
- Ey tatlı sevenler, şekerlere bulanın, sofrası olanların körlüklerine rağmen dudu gibi şekerlere bakın.
- در شکر غلطید ای حلواییان ** همچو طوطی کوری صفراییان
- Şeker kamışını dövün, iş ancak bundan ibaret Canlar feda edin, işte sevgili! 2530
- نیشکر کوبید کار اینست و بس ** جان بر افشانید یار اینست و بس