- Gayp Yusufları ordularını çekmede, şeker denklerini getirmede.
- یوسفان غیب لشکر میکشند ** تنگهای قند و شکر میکشند
- Mısır'dan gelen develerin yüzü bizim tarafa yönelmiş, ey dudu kuşları, şenlik seslerini duyun!
- اشتران مصر را رو سوی ما ** بشنوید ای طوطیان بانگ درا
- Şehrimiz, yarın şekerle dolacak. Şeker zaten ucuz ama daha da ucuzlayacak.
- شهر ما فردا پر از شکر شود ** شکر ارزانست ارزانتر شود
- Ey tatlı sevenler, şekerlere bulanın, sofrası olanların körlüklerine rağmen dudu gibi şekerlere bakın.
- در شکر غلطید ای حلواییان ** همچو طوطی کوری صفراییان
- Şeker kamışını dövün, iş ancak bundan ibaret Canlar feda edin, işte sevgili! 2530
- نیشکر کوبید کار اینست و بس ** جان بر افشانید یار اینست و بس
- یک ترش در شهر ما اکنون نماند ** چونکه شیرین خسروان را بر نشاند
- Ya hey! Şarap üstüne şarap, meze üstüne meze. Artık minareye çık da sala ver!
- نقل بر نقلست و می بر می هلا ** بر مناره رو بزن بانگ صلا
- Dokuz yıllık sirke tatlılaşıyor. Taş ve mermer, lâ'al ve altın haline geliyor.
- سرکهی نه ساله شیرین میشود ** سنگ و مرمر لعل و زرین میشود
- Güneş, gökyüzünde elceğizlerini çırpmada. Zerreler, âşıklar gibi birbirleriyle oynaşmada.
- آفتاب اندر فلک دستکزنان ** ذرهها چون عاشقان بازیکنان
- Kaynaklar, yeşilliklerden, çayırlık, çimenliklerden mahmurlaştı. Gül, dallar üstünde çiçekler açıyor. 2535
- چشمها مخمور شد از سبزهزار ** گل شکوفه میکند بر شاخسار