- Çektiği korkuyu unutursa ne âlâ. Bu da, onun eşekliğinden uzak değildir.
- پس فراموشش شود هولی که دید ** از خری او نباشد این بعید
- Fakat onu kandırır da buraya getirirsem yine acele edip emeğimi yele verme.
- لیک چون آرم من او را بر متاز ** تا ببادش ندهی از تعجیل باز
- Aslan dedi ki: Evet, sınadım, anladım ki pek. halsizim, bedenimde fer kalmamış.
- گفت آری تجربه کردم که من ** سخت رنجورم مخلخل گشته تن
- Eşek tamamiyle bana yaklaşmadıkça yerimden bile kımıldamam. Kendimi öylece uyur gösteririm. 2580
- تا به نزدیکم نیاید خر تمام ** من نجنبم خفته باشم در قوام
- Tilki yola düştü. "Aman padişahım, sen bana. himmet et de aklını bir gaflet bürüsün.
- رفت روبه گفت ای شه همتی ** تا بپوشد عقل او را غفلتی
- Eşek, her kötü kişiye kanmamak için Tanrı'ya? tövbeler etmiştir.
- توبهها کردست خر با کردگار ** که نگردد غرهی هر نابکار
- Onun tövbelerini hilelerimle bozayım. Biz, aklın ve aydın ahdin düşmanıyız.
- توبههااش را به فن بر هم زنیم ** ما عدوی عقل و عهد روشنیم
- Eşek başı, çocuklarımızın topudur, eşek fikri, elimizin oyuncağı!" diyordu.
- کلهی خر گوی فرزندان ماست ** فکرتش بازیچهی دستان ماست
- Zühal yıldızının devrinden meydana gelen aklın, aklı küll'e karşı ne değeri vardır? 2585
- عقل که آن باشد ز دوران زحل ** پیش عقل کل ندارد آن محل
- O akıl, Utarit'le Zühal'den feyiz alır, bilgi sahibi olur. Bizse sıfatı lütuf ve ihsan olan Tanrı kereminden feyiz alır, bilgi sahibi oluruz.
- از عطارد وز زحل دانا شد او ** ما ز داد کردگار لطفخو