English    Türkçe    فارسی   

5
2636-2645

  • İnsanın, düşüp kalktığı adamla konuşa görüşe, huyiyle huylanır. Gönül arkadaşının huyunu kapar.
  • از قرین بی‌قول و گفت و گوی او  ** خو بدزدد دل نهان از خوی او 
  • O sana gölge saldı mı mayasız olduğu için senin mayanı çalar.
  • چونک او افکند بر تو سایه را  ** دزدد آن بی‌مایه از تو مایه را 
  • Aklın, sarhoş bir ejderha bile olsa kötü arkadaş, bil ki zümrüttür.
  • عقل تو گر اژدهایی گشت مست  ** یار بد او را زمرد دان که هست 
  • Aklının gözünü çıkarır, kör eder. Onun kınaması, seni taunun eline teslim eder.
  • دیده‌ی عقلت بدو بیرون جهد  ** طعن اوت اندر کف طاعون نهد 
  • Tilkinin eşeğe cevap vermesi
  • جواب گفتن روبه خر را 
  • Tilki dedi ki: Bizim safımızda tortu yoktur. Fakat vehme gelen hayallerde, küçümsenecek şeyler değildir. 2640
  • گفت روبه صاف ما را درد نیست  ** لیک تخییلات وهمی خورد نیست 
  • Ey sâf ve bön adam, bütün bunlar, senin vehmindir. Yoksa sana karşı hiçbir gıllügişim yok.
  • این همه وهم توست ای ساده‌دل  ** ورنه بر تو نه غشی دارم نه غل 
  • Kötü hayaline kapılıp bana bakma. Dostlara karşı neden kötü zanda bulunuyorsun?
  • از خیال زشت خود منگر به من  ** بر محبان از چه داری س ظن 
  • Sâf kardeşler hakkında iki zanda bulun. Zahiren onlardan cefa bile görsen haklarında kötü düşünceye kapılma.
  • ظن نیکو بر بر اخوان صفا  ** گرچه آید ظاهرا زیشان جفا 
  • Bu kötü hayal, bu kötü zan, meydana çıktı mı yüz binlerce dostu birbirinden ayırır.
  • این خیال و وهم بد چون شد پدید  ** صد هزاران یار را از هم برید 
  • Seni esirgeyen biri, sana cevreder, seni sınarsa hakkında kötü zanna düşmemek gerektir. Akıl kârı budur. 2645
  • مشفقی گر کرد جور و امتحان  ** عقل باید که نباشد بدگمان