English    Türkçe    فارسی   

5
2759-2768

  • Yedi yıl bu bedenim, aşk ateşiyle yandı kavruldu. Çöllerde asma yaprağı yedim, onunla geçindim.
  • هفت سال از سوز عشق جسم‌پز  ** در بیابان خورده‌ام من برگ رز 
  • Hattâ taze, yahut kuru yaprak yemeden bu bedenimin rengi yemyeşil oldu. 2760
  • تا ز برگ خشک و تازه خوردنم  ** سبز گشته بود این رنگ تنم 
  • İnsanlar atasının suretinde, perdesinde bulundukça âşıklara öyle pek serserice bakma.
  • تا تو باشی در حجاب بوالبشر  ** سرسری در عاشقان کمتر نگر 
  • Akıllı fikirli kişiler, kılı kırk yardılar. Heyet (kozmoğrafya) bilgisini elde ettiler.
  • زیرکان که مویها بشکافتند  ** علم هیات را به جان دریافتند 
  • Neyrencat, sihir ve felsefeyi, hakkiyle belleyemedilerse de,
  • علم نارنجات و سحر و فلسفه  ** گرچه نشناسند حق المعرفه 
  • Mümkün olduğu kadar çalıştılar, elde ettiler, bütün akranlarını geçtiler.
  • لیک کوشیدند تا امکان خود  ** بر گذشتند از همه اقران خود 
  • Aşk, kıskançlığından kendisini gizledi. Böyle bir güneş, onlardan gizli kaldı. 2765
  • عشق غیرت کرد و زیشان در کشید  ** شد چنین خورشید زیشان ناپدید 
  • Gündüzün yıldızları gören keskin gözden güneş, yüzünü gizledi.
  • نور چشمی کو به روز استاره دید  ** آفتابی چون ازو رو در کشید 
  • Bundan geç de öğütümü dinle. Âşıkları aşk göziyle gör.
  • زین گذر کن پند من بپذیر هین  ** عاشقان را تو به چشم عشق بین 
  • Vakit dar, can da kuşkuda. Artık sana özür getirmesine imkân yok.
  • وقت نازک باشد و جان در رصد  ** با تو نتوان گفت آن دم عذر خود