- Halbuki sen, her an yemekle, içmekle o dereye daha fazla toprak dökmede, o suyu daha fazla bulandırmadasın.
- تو بر آنی هر دمی کز خواب و خور ** خاک ریزی اندرین جو بیشتر
- Şeyhin, herkesin içinden geçeni bilmesinin sebebi
- سبب دانستن ضمیرهای خلق
- O suyun içinde hiçbir şeycikler bulunmadığında " yüzler, ona akseder, orada görünür.
- چون دل آن آب زینها خالیست ** عکس روها از برون در آب جست
- Halbuki senin için temizlenmemiş. Evin, Şeytanla, adam olmayanlarla, canavarlarla dolu.
- پس ترا باطن مصفا ناشده ** خانه پر از دیو و نسناس و دده
- A eşek, inadından eşeklikte kalakaldın. Nerden Mesih'e ait ruhlardan bir koku alacaksın?
- ای خری ز استیزه ماند در خری ** کی ز ارواح مسیحی بو بری
- Orada bir hayal başgösterse hangi pusudan çıktığını nerden bileceksin? 2815
- کی شناسی گر خیالی سر کند ** کز کدامین مکمنی سر بر کند
- İçteki hayallerin süpürülmesi için beden, riyazatla hayale döner.
- چون خیالی میشود در زهد تن ** تا خیالات از درونه روفتن
- Eşeğin hile yüzünden tilkiye alet olması
- غالب شدن مکر روبه بر استعصام خر
- Eşek bir hayli çalıştı, tilkiden korundu. Fakat köpek gibi acıkmıştı, açlı kendisine eş olmuştu.
- خر بسی کوشید و او را دفع گفت ** لیک جوع الکلب با خر بود جفت
- Hırsı üstün geldi, sabrı zayıfladı. Ekmek sevdası, nice boğazlan yırtmıştır.
- غالب آمد حرص و صبرش بد ضعیف ** بس گلوها که برد عشق رغیف
- Kendisine hakikatler keşfedilen Peygamber, onun için "Az kaldı yoksulluk, küfür olayazdi" dedi.
- زان رسولی کش حقایق داد دست ** کاد فقر ان یکن کفر آمدست
- O eşek, açlığa tutsak olmuştu. Hileyse bile dedi, tut ki öldüm. 2820
- گشته بود آن خر مجاعت را اسیر ** گفت اگر مکرست یک ره مرده گیر