Bu çeşit adam öldü mü ekmek, önünden giderek ey yoksullukla, ümitsizlikle kendini öldüren der,
چون بمیرد میرود نان پیش پیش ** کای ز بیم بینوایی کشته خویش
İşte sen öldün, ekmek kaldı. Hadi kalk da al ekmeğini bakalım ey kendini elemlerle öldüren!2850
تو برفتی ماند نان برخیز گیر ** ای بکشته خویش را اندر زحیر
Kendine gel de elin, ayağın titremesin. Rızkın, senin ona âşık olmandan ziyade sana âşıktır.
هین توکل کن ملرزان پا و دست ** رزق تو بر تو ز تو عاشقترست
Âşıktır, senin sabırsızlığını bilir de emekliye emekliye sana gelir a herzevekil!
عاشقست و میزند او مولمول ** که ز بیصبریت داند ای فضول
Sabrın olsaydı rızkın gelir, âşıklar gibi kendini sana teslim ederdi.
گر ترا صبری بدی رزق آمدی ** خویشتن چون عاشقان بر تو زدی
Açlık korkusundan bu titreyiş nedir? Tanrı'ya dayanmayla tok yaşanabilir pekâlâ.
این تب لرزه ز خوف جوع چیست ** در توکل سیر میتانند زیست
Büyük bîr adada bir öküz varmış. Ulu Tanrı, o adayı otlarla, çayır, çimenle doldurur, öküz, akşama kadar hepsini otlar, bir dağ parçatı gibi şişer, semirir, gece olunca bütün ovayı ot-ladım, hepsini bitirdim. Yarın ne yiyeceğim diye korkuyla, derde kapılır, uyuyamaz, bu dertle kulak karıştırılan hilâle dönermiş. Sabahleyin kalkınca yine bütün yazıyı, dünkünden daha yeşil, daha bol çayır, çimenle dolu bulur, yine yer, içer, semirir, geceleyin aynı derde düşermiş. Yıllardır bunu görür, fakat Tanrı'ya yine güvenmezmiş.
حکایت آن گاو کی تنها در جزیره ایست بزرگ حق تعالی آن جزیرهی بزرگ را پر کند از نبات و ریاحین کی علف گاو باشد تا به شب آن گاو همه را بخورد و فربه شود چون کوه پارهای چون شب شود خوابش نبرد از غصه و خوف کی همه صحرا را چریدم فردا چه خورم تا ازین غصه لاغر شود همچون خلال روز برخیزد همه صحرا را سبزتر و انبوهتر بیند از دی باز بخورد و فربه شود باز شبش همان غم بگیرد سالهاست کی او همچنین میبیند و اعتماد نمیکند
Dünyada yemyeşil bir ada vardır, orada yalnız başına obur bir öküz yaşar.2855
یک جزیرهی سبز هست اندر جهان ** اندرو گاویست تنها خوشدهان
Akşama kadar bütün yazıyı yalar, otlar, doyar, semirip şişer.
جمله صحرا را چرد او تا به شب ** تا شود زفت و عظیم و منتجب
Gece oldu mu yarın ne yiyeceğim diye düşünceye dalar, bu düşünce onu dertlendirir, ince bir kıla döner.
شب ز اندیشه که فردا چه خورم ** گردد او چون تار مو لاغر ز غم
Sabah olunca yazı, yine yeşermiştir. Yeşillik, çayır, çimen, tâ bele kadar büyümüştür.
چون برآید صبح گردد سبز دشت ** تا میان رسته قصیل سبز و کشت