- Sabah olunca yazı, yine yeşermiştir. Yeşillik, çayır, çimen, tâ bele kadar büyümüştür.
- چون برآید صبح گردد سبز دشت ** تا میان رسته قصیل سبز و کشت
- Okuz, öküz açlığına tutulmuştur, akşama kadar bütün yazıyı baştanbaşa otlar, bitirir.
- اندر افتد گاو با جوع البقر ** تا به شب آن را چرد او سر به سر
- Yine büyür, semirir, şişer. Bedeni yağanır, güçlü kuvvetli bir hale gelir. 2860
- باز زفت و فربه و لمتر شود ** آن تنش از پیه و قوت پر شود
- Derken akşam oldu mu açlık korkusuna düşer, bu korkuyla titremeye başlar, yine korkusundan zayıflar.
- باز شب اندر تب افتد از فزع ** تا شود لاغر ز خوف منتجع
- Yarın yayım zamanı ne yiyeceğim, ne edeceğim? diye düşünür durur. Yıllardır, o öküz bu haldedir işte.
- که چه خواهم خورد فردا وقت خور ** سالها اینست کار آن بقر
- Bunca yıldır bu yeşilliği otlar, bu çimenlikte yayılırım.
- هیچ نندیشد که چندین سال من ** میخورم زین سبزهزار و زین چمن
- Hiçbir gün rızkım azalmadı. Bu korku nedir, bu gönlümü yakıp yandıran gam nedir diye düşünmez bile.
- هیچ روزی کم نیامد روزیم ** چیست این ترس و غم و دلسوزیم
- Akşam oldu, gece bastı mi o semiz öküz, eyvahlar olsun, rızkım bitti diye diye yine zayıflar. 2865
- باز چون شب میشود آن گاو زفت ** میشود لاغر که آوه رزق رفت
- İşte nefis, o öküzdür, yazı da dünya. Nefis ekmek korkusu ile daima zayıflar durur.
- نفس آن گاوست و آن دشت این جهان ** کو همی لاغر شود از خوف نان
- Gelecek zamanlarda ne yiyeceğim? Yarının rızkını nasıl ve nerde elde edeceğim kaydına düşer.
- که چه خواهم خورد مستقبل عجب ** لوت فردا از کجا سازم طلب