- Tanrı, benden adamakıllı öz doğruluğu istiyormuş. Dileği yerine gelmedikten sonra ne fayda?
- چون خدا میخواست از من صدق زفت ** خواست او چه سود چون پیشش نرفت
- Nefis ve Şeytan, kendi dileğini yürüttükten sonra Tanrı inayeti kahroldu, paramparça oldu demektir
- نفس و شیطان خواست خود را پیش برد ** وآن عنایت قهر گشت و خرد و مرد
- Sen bir köşk, bir saray yaparsın. Onu yüzlerce nakışlarla, resimlerle bezersin. 2920
- تو یکی قصر و سرایی ساختی ** اندرو صد نقش خوش افراختی
- Sen Onun bir hayır yurdu, bir mescit olmasını istersin ama başka biri çıkar gelir, orayı kilise, manastır yapar.
- خواستی مسجد بود آن جای خیر ** دیگری آمد مر آن را ساخت دیر
- Yahut da sen bir kumaş dokur, ondan giyinmek için kendine bir kaftan yapmak istersin.
- یا تو بافیدی یکی کرباس تا ** خوش بسازی بهر پوشیدن قبا
- Sen kaftan istersin ama düşman, inadı yüzünden senin rağmine o kumaştan bir şalvar yapar.
- تو قبا میخواستی خصم از نبرد ** رغم تو کرباس را شلوار کرد
- چاره کرباس چه بود جان من ** جز زبون رای آن غالب شدن
- Kumaş sahibi zebun oldu, kumaşın ne kabahati var? Üstün olana alt olmayan kimdir ki? 2925
- او زبون شد جرم این کرباس چیست ** آنک او مغلوب غالب نیست کیست
- Birisi, ev sahibinin isteği olmadan sürüp gelir, onun yurduna diken ekerse,
- چون کسی بیخواست او بر وی براند ** خاربن در ملک و خانهی او نشاند
- Ev sahibi, elbette horluğa düşmek zorundadır. Ona böyle bir horluk, çaresiz gelip çatar.
- صاحب خانه بدین خواری بود ** که چنین بر وی خلاقت میرود