- Fakat sen ona uydun da bizi dinlemedin. Hizmet haklarımızı tanımadın bile.
- آن گرفتی آن ما انداختی ** حق خدمتهای ما نشناختی
- Şimdi biz de meydandayız, onlar da. Sözümüzden, sesimizden tanı, gör der.
- این زمان ما را و ایشان را عیان ** در نگر بشناس از لحن و بیان
- Gece yarısı dosttan bir sır duydun, onun söz söyleyişini işittin mi, sabahleyin söz söyleyenin o dost olduğunu anlarsın. 3000
- نیم شب چون بشنوی رازی ز دوست ** چون سخن گوید سحر دانی که اوست
- Geceleyin iki kişi, sana haber getirirse sabahleyin ikisini de seslerinden tanırsın.
- ور دو کس در شب خبر آرد ترا ** روز از گفتن شناسی هر دو را
- Geceleyin aslan ve köpek seslerini duysan karanlıkta yüzlerini görmezsin ama,
- بانگ شیر و بانگ سگ در شب رسید ** صورت هر دو ز تاریکی ندید
- Gündüz olunca yine bağırdıkları zaman aklınla o sesleri ayırdeder, hangi hayvanlara ait olduğunu anlarsın.
- روز شد چون باز در بانگ آمدند ** پس شناسدشان ز بانگ آن هوشمند
- Hâsılı Şeytanla ruh, sana kötülüğü ve iyiliği gösterirler. Her ikisi de ihtiyarın olduğuna delildir.
- مخلص این که دیو و روح عرضهدار ** هر دو هستند از تتمهی اختیار
- Bizde bir gizli ihtiyar vardır, iki şey gördün mü, artar, harekete gelir. 3005
- اختیاری هست در ما ناپدید ** چون دو مطلب دید آید در مزید
- Hocalar, çocukları döverler, hiç karataş terbiye kabul eder mi?
- اوستادان کودکان را میزنند ** آن ادب سنگ سیه را کی کنند
- Hiç taşa yarın gel, gelmezsen seni kötü bir surette cezalandırırım der mi?
- هیچ گویی سنگ را فردا بیا ** ور نیایی من دهم بد را سزا