English    Türkçe    فارسی   

5
3011-3020

  • Fakat ulu Tanrının işini inkâr edense âdeta delilin delâlet ettiği şeyi inkâr ediyor demektir.
  • منکر فعل خداوند جلیل  ** هست در انکار مدلول دلیل 
  • Kaderi inkâr eden, duman vardır da ateş yoktur, kandilin ışığı,, hiçbir ışık olmaksızın aydındır demektir.
  • آن بگوید دود هست و نار نی  ** نور شمعی بی ز شمعی روشنی 
  • Cebri ise ateşi görür de inadina ateş yok der.
  • وین همی‌بیند معین نار را  ** نیست می‌گوید پی انکار را 
  • Ateş, eteğini tutuşturur, yakar, yine ateş yoktur der. Karanlik, eteğini dolaştırır, yere kapaklanır, yine karanlık yok eder.
  • جامه‌اش سوزد بگوید نار نیست  ** جامه‌اش دوزد بگوید تار نیست 
  • Hâsılı bu Cebir dâvası, Sofistliktir. Onun için de Tann'yı inkâr edişten beterdir. 3015
  • پس تسفسط آمد این دعوی جبر  ** لاجرم بدتر بود زین رو ز گبر 
  • Tanrı'yı inkâr eden, âlem vardır, Tanrı yoktur. Yarabbi diyene icabette bulunamaz, yoktur ki der.
  • گبر گوید هست عالم نیست رب  ** یا ربی گوید که نبود مستحب 
  • Halbuki bu, dünya hiç yoktur der. Sofist, tereddütler, ıstıraplar içindedir.
  • این همی گوید جهان خود نیست هیچ  ** هسته سوفسطایی اندر پیچ پیچ 
  • Bütün âlem, ihtiyarı ikrar eder, emrin nehyin, şunu getir, onu getirme demenin hak olduğunu söyler de,
  • جمله‌ی عالم مقر در اختیار  ** امر و نهی این میار و آن بیار 
  • O, daima emir ve nehiy yoktur. Yapılan işler, dileğimizle değildir deyip durur.
  • او همی گوید که امر و نهی لاست  ** اختیاری نیست این جمله خطاست 
  • Arkadaş, duyguyu hayvan bile ikrar eder. Fakat bu husustaki delil, pek incedir. 3020
  • حس را حیوان مقرست ای رفیق  ** لیک ادراک دلیل آمد دقیق