English    Türkçe    فارسی   

5
3016-3025

  • Tanrı'yı inkâr eden, âlem vardır, Tanrı yoktur. Yarabbi diyene icabette bulunamaz, yoktur ki der.
  • گبر گوید هست عالم نیست رب  ** یا ربی گوید که نبود مستحب 
  • Halbuki bu, dünya hiç yoktur der. Sofist, tereddütler, ıstıraplar içindedir.
  • این همی گوید جهان خود نیست هیچ  ** هسته سوفسطایی اندر پیچ پیچ 
  • Bütün âlem, ihtiyarı ikrar eder, emrin nehyin, şunu getir, onu getirme demenin hak olduğunu söyler de,
  • جمله‌ی عالم مقر در اختیار  ** امر و نهی این میار و آن بیار 
  • O, daima emir ve nehiy yoktur. Yapılan işler, dileğimizle değildir deyip durur.
  • او همی گوید که امر و نهی لاست  ** اختیاری نیست این جمله خطاست 
  • Arkadaş, duyguyu hayvan bile ikrar eder. Fakat bu husustaki delil, pek incedir. 3020
  • حس را حیوان مقرست ای رفیق  ** لیک ادراک دلیل آمد دقیق 
  • Zira biz, ihtiyarımızı duyarız. Bize bir işi teklif etmek, yerindedir.
  • زانک محسوسست ما را اختیار  ** خوب می‌آید برو تکلیف کار 
  • Bir şey dileyerek yapıp yapmamak, yahut zorda kalmak, öfke, dayanıp hoş görmek, tokluk ve açlık gibi vicdani idrâk, sarıyı o kırmızıdan fark etmek, küçüğü büyükten, acıyı tatlıdan, miski pislikten, dokunma duygusu ile katıyı yumuşaktan, sıcağı soğuktan, yakıcıyı, çok sıcak şeyden, yaşı kurudan ve yine dokunarak duvarı ağaçtan ayırdetme gibi duygu yerine kaimdir. Şu halde vicdanî anlayışı inkâr eden, duyguyu inkâr eder, hattâ bundan da beterdir. Vicdani anlayış, duygudan daha açıktır. Çünkü duyguyu bağlamak ve duymadan menetmek, duygunun meydana geleceği yolu bağlamak mümkündür. Fakat vicdanî anlayışı menetmenin imkânı yoktur. Akıllıya bir işaret yeter.
  • درک وجدانی چون اختیار و اضطرار و خشم و اصطبار و سیری و ناهار به جای حس است کی زرد از سرخ بداند و فرق کند و خرد از بزرگ و طلخ از شیرین و مشک از سرگین و درشت از نرم به حس مس و گرم از سرد و سوزان از شیر گرم و تر از خشک و مس دیوار از مس درخت پس منکر وجدانی منکر حس باشد و زیاده که وجدانی از حس ظاهرترست زیرا حس را توان بستن و منع کردن از احساس و بستن راه و مدخل وجدانیات را ممکن نیست و العاقل تکفیه الاشارة 
  • Vicdanî anlayış, duygu yerine kaimdir. Her ikisi de bir arktan akar.
  • درک وجدانی به جای حس بود  ** هر دو در یک جدول ای عم می‌رود 
  • Onun için bu anlayışa yap, yapma diye emir etmek, nehiyde bulunmak, onunla maceralara girişmek, söyleşmek yerindedir.
  • نغز می‌آید برو کن یا مکن  ** امر و نهی و ماجراها و سخن 
  • Yarın bunu, yahut onu yapayım demek ihtiyara delildir güzelim.
  • این که فردا این کنم یا آن کنم  ** این دلیل اختیارست ای صنم 
  • Yaptığın kötülük yüzünden pişman olman da ihtiyarına delâlet eder, demek ki kendi ihtiyarınla pişman oldun, doğru yolu buldun. 3025
  • وان پشیمانی که خوردی زان بدی  ** ز اختیار خویش گشتی مهتدی