- A herzevekil, bir nebat hususunda bakkal bile bu gadri kabul etmiyor da,
- در یکی تره چو این عذر ای فضول ** مینیاید پیش بقالی قبول
- Sen buna nasıl güveniyor, ejderhanın çevresinde dönüp dolaşıyorsun?
- چون بدین عذر اعتمادی میکنی ** بر حوالی اژدهایی میتنی
- Böyle bir özürle ey akılsız adam, kanını da tamamıyla sebil ettin, malını da, karını da, öyle mi?
- از چنین عذر ای سلیم نانبیل ** خون و مال و زن همه کردی سبیل
- Şu halde birisi de senin bıyığını tutup yolsa da özür getirse, kendisini mecbur gösterse kabul mu edeceksin? 3065
- هر کسی پس سبلت تو بر کند ** عذر آرد خویش را مضطر کند
- Tanrı hükmü, sana özür olabiliyorsa âlâ, öğren de bana fetva ver bakalım.
- حکم حق گر عذر میشاید ترا ** پس بیاموز و بده فتوی مرا
- Benim de yüzlerce isteğim, şehvetim var da elim, korkudan, Tanrı heybetinden bağlı.
- که مرا صد آرزو و شهوتست ** دست من بسته ز بیم و هیبتست
- Kerem et de bana şu özrü öğret, elimden ayağımdan düğümü çöz.
- پس کرم کن عذر را تعلیم ده ** برگشا از دست و پای من گره
- Bir sanatı seçmiş, kendine iş edinmişsin. Bu, bîr ihtiyarım var, bir düşüncem var demektir.
- اختیاری کردهای تو پیشهای ** که اختیاری دارم و اندیشهای
- Yoksa ey iş eri, neden sanatlar arasında o sanatı seçtin? 3070
- ورنه چون بگزیدهای آن پیشه را ** از میان پیشهها ای کدخدا
- Ama nefis ve hava ve heves nöbeti geldi miydi sana yirmi er kuvveti gelir.
- چونک آید نوبت نفس و هوا ** بیست مرده اختیار آید ترا