English    Türkçe    فارسی   

5
3089-3098

  • Her mahlûkun, ihtiyarsız gibi görünen muktedir bir hâkimi vardır ki,
  • Onu ihtiyarsız bir surette çekip avlar. Zeydin kulağını tutup bir yana çeker. 3090
  • Fakat ihtiyacı olmıyan Tanrı, hiçbir aleti olmaksızın, o kulun ihtiyarını, kendisine kement yapar.
  • Zeydi, kendi ihtiyarı, bağlar.Tanrı da köpeksiz, tuzaksız onu avlar.
  • O dülger tahtaya hâkimdir, o ressam güzelliğe hâkim.
  • Demirci, demire hâkimdir, mimar, alete hâkim.
  • Şaşılacak şey, görülmemiş nesne şudur ki bunca ihtiyar, kul gibi onun ihtiyarına secde eder. 3095
  • Cansız şeylere kudretin var, fakat bu kudretin, onlardaki cansızlığı giderdi mi?
  • Onun kudreti de tıpkı bunun gibi kulların ihtiyarlarını gidermez.
  • İstersen onun kudret ve ihtiyarını kemaliyle söyle. Bu, cebir ve sapıklık olmaz.