- Fakat "Tanrı, neyi dilediyse o oldu." Hüküm, mutlak ve ebedî olarak onundur derlerse, 3115
- چون بگویند ایش شاء الله کان ** حکم حکم اوست مطلق جاودان
- Neden o işe yüzlerce adam gibi sarılmaz, kulcasına o işin etrafında dönüp dolaşmazsın?
- پس چرا صد مرده اندر ورد او ** بر نگردی بندگانه گرد او
- Vezir, neyi dilerse o olur. Alıp tutmada hüküm onun hükmü derlerse.
- گر بگویند آنچ میخواهد وزیر ** خواست آن اوست اندر دار و گیر
- Derhal yüz adammışsın gibi onun etrafında dönüp dolaşır, başına ihsan ve lûtuflar dökmesi için elinden geleni yapmaya mı kalkışırsın;
- گرد او گردان شوی صد مرده زود ** تا بریزد بر سرت احسان و جود
- Yoksa vezirden, vezirin köşkünden kaçıp gider misin? Bu son hareket, onun yardımını,lűtfunu aramak değildir ki.
- یا گریزی از وزیر و قصر او ** این نباشد جست و جوی نصر او
- Sen, bu sözü ters anladın da tembelleştin, anlayışına ters bir hal oldu, akim karıştı gitti. 3120
- بازگونه زین سخن کاهل شدی ** منعکس ادراک و خاطر آمدی
- Emir, o filân efendinindir demek, ne demektir? Sakın ha,ondan başkasıyla az düş kalk.
- امر امر آن فلان خواجهست هین ** چیست یعنی با جز او کمتر نشین
- Onun başına dön dolaş. Emir, onun emri, düşmanı o öldürecek, dostun canini o kurtaracak.
- گرد خواجه گرد چون امر آن اوست ** کو کشد دشمن رهاند جان دوست
- O ne dilerse ancak ona nail olabilirsin. Onun için onun yanına az gitme, onu kaybetme, onu seç demektir.
- هرچه او خواهد همان یابی یقین ** یاوه کم رو خدمت او برگزین
- Mademki hüküm, onun hükmü, onun yanın" uğrama, onun etrafında dönüp dolaşma da amel defterin kapkara, yüzün sapsarı olmasın demek değildir.
- نی چو حاکم اوست گرد او مگرد ** تا شوی نامه سیاه و روی زود