English    Türkçe    فارسی   

5
3119-3128

  • Yoksa vezirden, vezirin köşkünden kaçıp gider misin? Bu son hareket, onun yardımını,lűtfunu aramak değildir ki.
  • یا گریزی از وزیر و قصر او  ** این نباشد جست و جوی نصر او 
  • Sen, bu sözü ters anladın da tembelleştin, anlayışına ters bir hal oldu, akim karıştı gitti. 3120
  • بازگونه زین سخن کاهل شدی  ** منعکس ادراک و خاطر آمدی 
  • Emir, o filân efendinindir demek, ne demektir? Sakın ha,ondan başkasıyla az düş kalk.
  • امر امر آن فلان خواجه‌ست هین  ** چیست یعنی با جز او کمتر نشین 
  • Onun başına dön dolaş. Emir, onun emri, düşmanı o öldürecek, dostun canini o kurtaracak.
  • گرد خواجه گرد چون امر آن اوست  ** کو کشد دشمن رهاند جان دوست 
  • O ne dilerse ancak ona nail olabilirsin. Onun için onun yanına az gitme, onu kaybetme, onu seç demektir.
  • هرچه او خواهد همان یابی یقین  ** یاوه کم رو خدمت او برگزین 
  • Mademki hüküm, onun hükmü, onun yanın" uğrama, onun etrafında dönüp dolaşma da amel defterin kapkara, yüzün sapsarı olmasın demek değildir.
  • نی چو حاکم اوست گرد او مگرد  ** تا شوی نامه سیاه و روی زود 
  • O sözü, tevîl etmek gerektir ki seni kızıştırsın. ümitlendirsin, çevik bir hale getirsin, âr ve haya sahibi etsin. 3125
  • حق بود تاویل که آن گرمت کند  ** پر امید و چست و با شرمت کند 
  • Eğer sana gevşeklik verirse bil ki bu, seni başka bir hale sokuyor, tevil değildir.
  • ور کند سستت حقیقت این بدان  ** هست تبدیل و نه تاویلست آن 
  • Bu söz, seni gayrete getirmek, ümitsizleri iki ellerinden tutmak için gelmiştir.
  • این برای گرم کردن آمدست  ** تا بگیرد ناامیدان را دو دست 
  • Kur'an'ın mânasını, ancak Kur'an'dan, yahut da hava ve hevesini ateşe vurmuş,
  • معنی قرآن ز قرآن پرس و بس  ** وز کسی که آتش زدست اندر هوس