- Af vardır, fakat ümit parlaklığı nerde ki kul, Tanrı'dan çekinmeyle yüzü ak olsun?
- عفو باشد لیک کو فر امید ** که بود بنده ز تقوی روسپید
- Hırsız af edilse bile canını kurtarır. Fakat nerde vezir ve hazine emini olacak?
- دزد را گر عفو باشد جان برد ** کی وزیر و خازن مخزن شود
- Ey din emini, ey Tanrı'ya mensup er, gel ki her tac, her bayrak, eminlikten meydana gelir! 3155
- ای امین الدین ربانی بیا ** کز امانت رست هر تاج و لوا
- Padişağın oğlu bile olsa da hainlikte bulunsa padişah, bil ki onun başını bedeninden ayırıverir.
- پور سلطان گر برو خاین شود ** آن سرش از تن بدان باین شود
- Fakat Hintli bir kara köle vefada bulunsa devlet ve ikbale erişir, ömrü artar.
- وز غلامی هندوی آرد وفا ** دولت او را میزند طال بقا
- Ne kölesi? Hattâ bir kapının köpeği bile vefada bulunsa sahibinin gönlünde ona karşı yüzlerce rıza vardır.
- چه غلام ار بر دری سگ باوفاست ** در دل سالار او را صد رضاست
- Bu yüzden köpeğin, ağzını bile öper. Artık var kıyas et, kapısındaki aslan, vefakârlık etse ona neler yapmaz?
- زین چو سگ را بوسه بر پوزش دهد ** گر بود شیری چه پیروزش کند
- Yalnız hırsız, kulluklar eder, doğruluğu, cefayı kökünden çekip sökerse.. 3160
- جز مگر دزدی که خدمتها کند ** صدق او بیخ جفا را بر کند
- Hani yol kesen Füzeyl gibi. O da oyununu iyi oynadı; bir adam gibi değil, on adam gibi tövbeye sarıldı.. Bu çeşit hırsız da yücelir, devlete erer.
- چون فضیل رهزنی کو راست باخت ** زانک ده مرده به سوی توبه تاخت
- Nitekim büyücüler, sabır ve vefalariyle Firavun'un yüzünü kararttılar.
- وآنچنان که ساحران فرعون را ** رو سیه کردند از صبر و وفا