- Mâşukluğu bırak da âşık ol ey güzel ve üstün olduğunu sanan!...
- ترک معشوقی کن و کن عاشقی ** ای گمان برده که خوب و فایقی
- Sen mânada geceden de dilsiz, sessizsin, öyle olduğu halde sözüne niceye bir müşteri arıyacaksın? 3190
- ای که در معنی ز شب خامشتری ** گفت خود را چند جویی مشتری
- Onlar, senin önünde sana aş sallayıp dururlar, ömrün, onların sevdasiyle geçti gitti.
- سر بجنبانند پیشت بهر تو ** رفت در سودای ایشان دهر تو
- Bana hasetten kıvranma diyorsun ama adam, bir hiçi kaybetti diye haset eder mi hiç?
- تو مرا گویی حسد اندر مپیچ ** چه حسد آرد کسی از فوت هیچ
- Aşağılık kişilerin bir şey öğretmesi toprak parçasına nakışlar yapmaya benzer a aç gözlü!
- هست تعلیم خسان ای چشمشوخ ** همچو نقش خرد کردن بر کلوخ
- Kendine aşkı ve bakışı öğret.Bu bilgi,taşa kazılan nakış gibidir.
- خویش را تعلیم کن عشق و نظر ** که آن بود چون نقش فی جرم الحجر
- Nefsin sana bir vefa şakirdidir. Başka her şey yok oldu. Sen nerede ne arıyorsun ki? 3195
- نفس تو با تست شاگرد وفا ** غیر فانی شد کجا جویی کجا
- Başkalarını bilgi sahibi ediyor, yüceltiyor, fakat kendini kötü huylu ve bomboş bir hale sokuyorsun.
- تا کنی مر غیر را حبر و سنی ** خویش را بدخو و خالی میکنی
- Gönlün,o cennete dolaştı mi,o kaynakla birleşti mi artık kendine gel, boşalmadan korkma.
- متصل چون شد دلت با آن عدن ** هین بگو مهراس از خالی شدن
- Tanrı, ey doğru özlü Peygamber, söyle dedi. Çünkü bu,denizdir,söyle,azalmaz.
- امر قل زین آمدش کای راستین ** کم نخواهد شد بگو دریاست این