Gayretim koymuyor, senin önünde dursunlar, âşık olmadıkları halde sana gülsünler!
غیرتم آید که پیشت بیستند ** بر تو میخندند عاشق نیستند
Aşıkların, anbean kerem perdesi ardında senin için nara atmadalar.
عاشقانت در پس پردهی کرم ** بهر تو نعرهزنان بین دم بدم
Sen de o gayp âşıklarına âşık ol,şu beş günlük âşıklara pek aldırış etme.
عاشق آن عاشقان غیب باش ** عاشقان پنج روزه کم تراش
Bunlar, hileyle, düzenle seni yerler. Yıllardır bunlardan bir habbe bile görmedin.
که بخوردندت ز خدعه و جذبهای ** سالها زیشان ندیدی حبهای
Halkın yoluna niceye bir hengâme salıp duracaksın? Ayağın mecruh senin,hiçbir muradına ermedin gitti.3205
چند هنگامه نهی بر راه عام ** گام خستی بر نیامد هیچ کام
İyilik, hoşluk zamanında hepsi dosttur,eştir. Fakat dert ve gam zamanı Tanrı'dan başka kim sana dost?
وقت صحت جمله یارند و حریف ** وقت درد و غم به جز حق کو الیف
Gözün, dişin ağrıdığı zaman feryada erişen Tanrı'dan başka elinden tutan var mi?
وقت درد چشم و دندان هیچ کس ** دست تو گیرد به جز فریاد رس
Sen de o hastalık, o dert zamanını hatırla da Eyaz gibi postuna bak, ibret al.
پس همان درد و مرض را یاد دار ** چون ایاز از پوستین کن اعتبار
Pösteki, senin o derde düştüğün zamanki halindir.Eyaz, onun için onu saklamıştır.
پوستین آن حالت درد توست ** که گرفتست آن ایاز آن را به دست
Yine o kâfir cebrînin kendisini İslama davet eden, cebir inanışını bırakmaya teşvik edip duran sünniye cevap vermesi, sual ve cevabın iki taraflı olarak uzayıp gitmesi. Müşkül olan şeyi ve cevap verme kudretini ancak hakikî aşk halleder, kesip atar, aşkın sualden, cevaptan pervası yoktur. "Ve bu da Tanrı'nın ihsanıdır, dilediğine verir."
باز جواب گفتن آن کافر جبری آن سنی را کی باسلامش دعوت میکرد و به ترک اعتقاد جبرش دعوت میکرد و دراز شدن مناظره از طرفین کی مادهی اشکال و جواب را نبرد الا عشق حقیقی کی او را پروای آن نماند و ذلک فضل الله یتیه من یشاء
Cebrî kâfir, öyle bir cevap vermeye girişti ki müslümanın mantığı, âdeta cevaptan âciz kaldı,şaşırdı.3210
کافر جبری جواب آغاز کرد ** که از آن حیران شد آن منطیق مرد