- Halbuki bizim ondan daha mühim söyliyeceğimiz şeyler var ki onlarla anlayışın daha ziyadeleşir.
- زان مهمتر گفتنیها هستمان ** که بدان فهم تو به یابد نشان
- Onun için o sual cevabı azıcık ve kısaca anlattık. Bütün, azla meydana çıkar zaten.
- اندکی گفتیم زان بحث ای عتل ** ز اندکی پیدا بود قانون کل
- Esasen kadere inanmıyanla cebrî arasındaki bu bahis, mahşere kadar sürer gider.
- همچنین بحثست تا حشر بشر ** در میان جبری و اهل قدر
- Hasmını alt edemeseydin onun mezhebine uyar, onun yolunu tutardın. 3215
- گر فرو ماندی ز دفع خصم خویش ** مذهب ایشان بر افتادی ز پیش
- Onlar da cevapta âciz kalsalardı o bozuk yoldan dönerlerdi.
- چون برونشوشان نبودی در جواب ** پس رمیدندی از آن راه تباب
- Fakat bu gidişin böyle olması lâzım ki onların hepsi,delillerle yollarının doğruluğuna kanmadalar.
- چونک مقضی بد دوام آن روش ** میدهدشان از دلایل پرورش
- Kimsenin, hasmın müşkül suallerini cevapsız bırakmaması, düşmanın devlet ve ikbalinden mahcup olması, o devleti görmemesi lâzım ki,
- تا نگردد ملزم از اشکال خصم ** تا بود محجوب از اقبال خصم
- Bu yetmiş iki fırka, kıyamete kadar âlemde kalsın.
- تا که این هفتاد و دو ملت مدام ** در جهان ماند الی یوم القیام
- Çünkü bu âlem, karanlıklar ve gayb âlemidir. Gölge için bir yeryüzü lâzım. 3220
- چون جهان ظلمتست و غیب این ** از برای سایه میباید زمین
- Kıyamete dek şu yetmiş iki fırka kalmadı ki bid'at yolunu tutanın dedikodusu eksilmesin .
- تا قیامت ماند این هفتاد و دو ** کم نیاید مبتدع را گفت و گو