- Bu gidiş, öbürüne hasededer, düşman kesilir. Mukallit de iki yolun arasında şaşırır kalır.
- این روش خصم و حقود آن شده ** تا مقلد در دو ره حیران شده
- Her iki yolun doğruluğu, yürüyüşte birbirine zıd görünür. Her fırka, kendi yolunda hoştur, o yoldan memnundur.
- صدق هر دو ضد بیند در روش ** هر فریقی در ره خود خوش منش
- Bir yolun yolcusu, cevap vermezse kavgaya girişir. Bu, ezelden kıyamete kadar böyle gelmiş, böyle gider.
- گر جوابش نیست میبندد ستیز ** بر همان دم تا به روز رستخیز
- Her fırka, biz bilmeyiz ama ulularımız, buna cevap verebilir der.
- که مهان ما بدانند این جواب ** گرچه از ما شد نهان وجه صواب
- Vesvesenin ağzını bağlıyan, ancak aşktır.Yoksa vesveseyi kim bağlıyabilmistir ki? 3230
- پوزبند وسوسه عشقست و بس ** ورنه کی وسواس را بستست کس
- Yüzü güzel dilber ara da âşık ol. Dere dere dolan, bir su kuşu tut.
- عاشقی شو شاهدی خوبی بجو ** صید مرغابی همیکن جو بجو
- Yüzünün suyunu döken sudan ne elde edebilirsin? Anlayışını mahveden şeyden ne anlarsın?
- کی بری زان آب کان آبت برد ** کی کنی زان فهم فهمت را خورد
- Şu akılla anlaşılacak şeylerden başka aşkta, akılla anlaşılacak daha nice parlak ve güzel şeyler vardır.
- غیر این معقولها معقولها ** یابی اندر عشق با فر و بها
- Tanrı'da senin bu aklından başka akıllar var ki gökyüzünün sebepleri onlarla tedbire girer.
- غیر این عقل تو حق را عقلهاست ** که بدان تدبیر اسباب سماست
- Rızıklarını bu akılla elde dersin. Öbür akla gelince: Onunla yedi kat gökleri, kendine bir döşeme yaparsın. 3235
- که بدین عقل آوری ارزاق را ** زان دگر مفرش کنی اطباق را