- O kadındır, akıllarıyle oynadılar da Yusuf'un aşk sayvanına sıçradılar.
- آن زنان چون عقلها درباختند ** بر رواق عشق یوسف تاختند
- Ömür sakisi, bir an onların akıllarını aldı, ömürlerinin sonuna kadar akla doydular, adını bile anmadılar.
- عقلشان یکدم ستد ساقی عمر ** سیر گشتند از خرد باقی مرد
- Ululuk ıssı Tanrı'nın güzelliğiyse yüzlerce Yusuf güzelliğinin de aslıdır. Ey kadından aşağı adam, o güzelliğe feda ol.
- اصل صد یوسف جمال ذوالجلال ** ای کم از زن شو فدای آن جمال
- Ey can, bahsi ancak akıl keser. Nerde insanı dedikodudan kurtarıp feryada yetişen biri? 3240
- عشق برد بحث را ای جان و بس ** کو ز گفت و گو شود فریاد رس
- O söze aşk yüzünden bir hayrettir gelir, macerayı nakletmeye takati kalmaz.
- حیرتی آید ز عشق آن نطق را ** زهره نبود که کند او ماجرا
- Çünkü bir cevap verirse içindeki incinin düşeceğinden korkar.
- که بترسد گر جوابی وا دهد ** گوهری از لنج او بیرون فتد
- O, hayırdan da adamakıllı dudağını yummuştur,, serden de. Ağzından incinin düşeceğinden ürker.
- لب ببندد سخت او از خیر و شر ** تا نباید کز دهان افتد گهر
- Nitekim Peygamber'in dostu da demiştir ki: Peygamber, bize bir şeyden haber verdi, bir şey söyledi mi..
- همچنانک گفت آن یار رسول ** چون نبی بر خواندی بر ما فصول
- O seçilmiş Peygamber, bu incileri saçtığı sırada bizden yüzlerce huzur, yüzlerce vekar isterdi. 3245
- آن رسول مجتبی وقت نثار ** خواستی از ما حضور و صد وقار
- Hani başında bir kuş olur da uçmasın diye canin titrer.
- آنچنان که بر سرت مرغی بود ** کز فواتش جان تو لرزان شود