- O sırada birisi sana tatlı,yahut acı bir söz söylese ağzına parmağını kor,sus demek istersin.
- ور کست شیرین بگوید یا ترش ** بر لب انگشتی نهی یعنی خمش
- İşte o kuş hayrettir,seni susturur.Tencerenin ağzını kapatır,seni kaynatmaya başlar. 3250
- حیرت آن مرغست خاموشت کند ** بر نهد سردیگ و پر جوشت کند
- Padişahın,Eyaz'ı söyletmek üzere mahsus 'Bunca gamı,neşeyi,cansız bir şey olan çarıkla pöstekiye neden söylersin?'diye sordu
- پرسیدن پادشاه قاصدا ایاز را کی چندین غم و شادی با چارق و پوستین کی جمادست میگویی تا ایاز را در سخن آورد
- Ey Eyaz,bir çarık parçasına şu sevgi nedir?Neden bir put gibi ona aşıksın?
- ای ایاز این مهرها بر چارقی ** چیست آخر همچو بر بت عاشقی
- Mecnun gibi kendi Leyla’ndan yüzünü çevirmişsin de bir çarığı kendine din,iman edinmişsin.
- همچو مجنون از رخ لیلی خویش ** کردهای تو چارقی را دین و کیش
- با دو کهنه مهر جان آمیخته ** هر دو را در حجرهای آویخته
- İki eski çarığa niceye kadar bir taze sözler söyleyerek,cansız bir şeye ezeli sırrı açacaksın?
- چند گویی با دو کهنه نو سخن ** در جمادی میدمی سر کهن
- Ey ayaz,Araplar gibi sevginden çöllerde kalan çadır yerlerine,oralardaki döküntülere uzun uzun hitap ediyorsun. 3255
- چون عرب با ربع و اطلال ای ایاز ** میکشی از عشق گفت خود دراز
- Çarığın göçüp giden hangi sevgilinden kalma?Pöstekin,sanki Yusuf'un gömleği!
- چارقت ربع کدامین آصفست ** پوستین گویی که کرتهی یوسفست
- Hıristiyan,gibi hani..gider de keşişe bir yıllık suçunu,yaptığı zinaları,kalbinden geçirdiği kötülükleri sayıp döker.
- همچو ترسا که شمارد با کشش ** جرم یکساله زنا و غل و غش
- Keşiş,suçunu bağışladı mı,onun affını Tanrı affı bilir.
- تا بیامرزد کشش زو آن گناه ** عفو او را عفو داند از اله