- با دو کهنه مهر جان آمیخته ** هر دو را در حجرهای آویخته
- İki eski çarığa niceye kadar bir taze sözler söyleyerek,cansız bir şeye ezeli sırrı açacaksın?
- چند گویی با دو کهنه نو سخن ** در جمادی میدمی سر کهن
- Ey ayaz,Araplar gibi sevginden çöllerde kalan çadır yerlerine,oralardaki döküntülere uzun uzun hitap ediyorsun. 3255
- چون عرب با ربع و اطلال ای ایاز ** میکشی از عشق گفت خود دراز
- Çarığın göçüp giden hangi sevgilinden kalma?Pöstekin,sanki Yusuf'un gömleği!
- چارقت ربع کدامین آصفست ** پوستین گویی که کرتهی یوسفست
- Hıristiyan,gibi hani..gider de keşişe bir yıllık suçunu,yaptığı zinaları,kalbinden geçirdiği kötülükleri sayıp döker.
- همچو ترسا که شمارد با کشش ** جرم یکساله زنا و غل و غش
- Keşiş,suçunu bağışladı mı,onun affını Tanrı affı bilir.
- تا بیامرزد کشش زو آن گناه ** عفو او را عفو داند از اله
- Halbuki o papaz,ne suç bilir,ne adalet.Ama aşk ve inanış,pek kudretli bir sihirbazdır.
- نیست آگه آن کشش از جرم و داد ** لیک بس جادوست عشق و اعتقاد
- Dostluk ve vehim,yüzlerce Yusuf yaratır.Büyü zaten Harut'la Murat'tan kalmadır. 3260
- دوستی و وهم صد یوسف تند ** اسحر از هاروت و ماروتست خود
- İnsan,sevgilinin hatırasiyle bir suret yaratır.O suretin çekişi,seni dedikoduya sevk eder.
- صورتی پیدا کند بر یاد او ** جذب صورت آردت در گفت و گو
- Suretin önüne varır,yüz binlerce sır dökersin,dostun dosta sır söylemesi gibi.
- رازگویی پیش صورت صد هزار ** آن چنان که یار گوید پیش یار